Maya Takvimleri: Tazolkin, Haab ve 2012

Maya Takvimleri: Tazolkin, Haab ve 2012
Hazırlayan: Akhenaton

Maya Sayı Sistemi ve Hesap Yöntemleri
Mayaların kullandığı sayı sistemi, bizim bugün kullandığımızdan çok farklı. Birden dörde kadar olan sayılar için noktalar kullanılıyor. Beş ve beşin katları olan sayılarsa çizgilerle ifade ediliyor. Mayaların sayı sistemi, 20 tabanına göre düzenlenmiş.[1] Yani Orta-Amerika'nın diğer Kolomb-öncesi halkları gibi, Mayalar da 10 tabanıyla değil 20 tabanıyla, yani yirminin kuvvetleriyle sayıyorlardı. Bu sistemin taban değeri, 5'ti. Klasik-öncesi Mayalar'da (ya da selefleri olan Olmekler'de) 0 (sıfır) kavramının mevcut olduğu bilinmektedir. Yazıtlar, yüz milyonlu sayılarla hesaplar yaptıklarını ve belirttikleri tarihlerin çok eski zamanlara uzandığını ortaya koymaktadır. Son derece kesin astronomik gözlemlerde bulunmuşlar, Ay ve gezegenlerin hareketlerinin diyagramlarını yapmışlar, Güneş tutulmalarını önceden tahmin edebilmişlerdir. Mayalar, Diğer Orta Amerika uygarlıkları gibi, Avrupa'da kullanılan Jülyen takvimininkine kıyasla çok daha kesin bir"güneş yılı"na dayalı bir takvime sahiptiler.[2] Aşağıdaki tabloda her sayıya karşılık gelen simge gösterilmiştir: [1]

Mayaların noktalarla çizgilerden oluşan hesap yöntemlerinin atasının Olmekler olduğu ortaya çıkmıştır. Çünkü bu basitçe şu anlama gelir: Dünya tarihini, uzun zaman döngülerinden oluşan, çağlar aracılığıyla bölümlere ayırma mantığı, sanıldığından çok daha eski bir uygarlığın Mayalar'a bıraktığı mirastır. Bu miras sayesindedir ki o şaşırtıcı duyarlılıktaki takvimin hesabına göre içinde bulunduğumuz son çağın, Beşinci Güneş'in, İ.Ö. 3113 yılının Ağustos ayında başladığı ve 2012 yılının aralık ayında da sona ereceği hesaplanabilmiştir.

Mayalar sıfırı bilen toplum olarak da bilinirler. Aslına bakılırsa, bugün korunan Maya dokümanlarının çoğu,"hesap" ile ilgili belge parçacıkları. Ama bunlar, astronomik hesaplar; sıradan matematik işlemleri değil. Eldeki Maya belgeleri arasında en iyi durumdakilerden biri sayılan Dresden Kodeksi de bunlardan biri. İçerdiği matematiksel hesaplar ve sayısal ifadeler, bütünüyle gökyüzüne yönelik.[1]

Mayaların Kullandıkları Takvimler

Mayalar matematik ve astronomi alanlarında çalışmalar yapmışlardı. Şaşırtıcı bir astronomi bilgisine sahiplerdi. Maya astronomları binlerce yıl ilerideki veya gerideki bir tarihin hangi güne denk geldiğini hesaplamak gibi zor hesaplamaları yapabiliyorlardı. Ondalıklı sayıları ve kesirleri olmamasına, kullanmamalarına rağmen takvimlerine gün ekleyip çıkarma yöntemiyle isabetli astronomik ölçümler yapmışlardır.[3] Örneğin; bin yıl süresince Venüs'ü gözlemlemelerinin sonucunda Venüs'ün Güneş etrafında bir turunu 584 gün olarak hesaplamışlardı. (Günümüzde elde edilen bilimsel verilere göre bu, 583,92 gündür.) [4][3] Ayrıca sadece Güneş, Ay, Mars ve Venüs gibi bugün amatör gözlemcilerin dahi gözlemleyebildiği yakın cisimleri değil; neredeyse bütün uzak yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini gözlemlemişlerdi. Hatta bu gözlemleri sayesinde bir yılı bizim bugün süper bilgisayarlarla hesapladığımız süreden milyonda bir hata payı ile hesaplamışlardı. Zamanı ölçmede hassas hesaplara ulaşmak için döngülerden ve iki ayrı takvimden yararlanmışlardı.[3]

Mayalar, sadece Güneş, Ay ve Mars gibi bugün amatör gözlemcilerin dahi gözlemleyebildiği yakın cisimlerle değil, neredeyse bütün uzak yıldızları, yıldız gruplarını ve bunların hareketlerini gözlemlemişlerdi. Hatta bu gözlemleri sayesinde bir yılı bizim bugün süper bilgisayarlarla hesapladığımız süreden milyonda bir hata payı ile hesaplamışlardı.[5]

Maya Takvim Yazmaları, çarpım tabloları oluşturmak gereğini duymuşlardı. Dresden Kodeksi'nde 13, 52, 65, 78, 91 (yılın bir çeyreğine en yakın tam sayı) çarpanlarını içeren tablolar bulunmuştur. Onların sistemlerinde kesirlere yer yoktu, tam sayı döngülerinden oluşan denklemlere ulaşmaya çalışmışlardır. (73 x 260 gün = 52365 gün gibi) [6]

Bu takvim üzerine Jose Arguelles, John Major Jenkins gibi kişiler uzun yıllar boyunca bazı araştırmalar yapmışlardır. Ama şüphesiz en detaylı ve geniş yorum, İsveçli Carl Johan Calleman tarafından gelmiştir. Calleman, 1987'de yayınladığı i«The Mayan Factor: Path Beyond Technology»/i (Maya Faktörü: Teknolojinin Ötesine Giden Yol) ve 2002'de yayınladığı i«The Mayan Calendar and The Transformation of Consciousness»/i (Maya Takvimi ve Bilincin Dönüşümü, Akaşa Yayınları, 2004) kitapları ile dünyanın her tarafında büyük ilgi uyandırmıştır. Onun takvime getirdiği analitik yorum, belki de Mayalılar'ın algıladığından da derindir.

Maya takvimini araştırmak hem sağlıklı çalışan, tarih bilgilerini ve mantık dizgelerini düzgün bir biçimde ortaya koyan bir sol beyin, hem de köreltilmemiş, aksine güven duyulması gereken sezgilerin yaşandığı bir sağ beyin gerektirmekte. Maya takviminin sadece Maya kültürünü merak edenleri ilgilendirmesi gerektiği düşüncesi tipik bir yanlış anlamadır. i«Maya takvimi evrensel bir gerçeği içerir ve bu gerçek bugünün küresel toplumu için, Mayalar için olduğundan çok daha acil bir inceleme konusudur.»/i

İkinci kitabının ön sözünü yazmış olan Jose Arguelles, şöyle demektedir: i«Calleman'ın çok iyi gösterdiği gibi, Maya takvimi doğanın ve doğal ritimlerin derin bir felsefesini içeren, böylece tarihi bir analiz yapmayı mümkün kılan birçok-değerli bir sistemdir. Calleman yaptığı yorumların dini ve teolojik sonuçlarının keskin bir biçimde farkındadır. Bu sonuçlar en azından Hıristiyan rahiplerin 1562'de Maya kitaplarını rezilce yakmalarından kaynaklanmıştır.»/i

Calleman'ın bu konuyla ilgili yorumu ise şu şekildedir: i«Maya takviminin ürettiği daha yüksek perspektif yeni bir dogmaya dönüştürülemez! Onun yerine, Maya takvimi başkalarının katkılarına ve görüşlerine saygı duyan bireylerin yapacakları ortak araştırma için olası bir çerçeve sağlamaktadır. Maya takvimi, gerektiği gibi anlaşıldığında, özünde tüm kökten dinciliğe, bütün gerçeği içeren tek bir doğru din olduğuna inanan herkese yabancıdır. Ne yazık ki, işte bu yüzden Katolik rahipler Mayalıların tüm kitaplarını yaktılar: Bu kitaplar Katolikliğin o sırada gerçek üzerine kurmaya çalıştığı tekeli tehdit ediyordu. Ancak bugün daha çok insan gerçeği bizzat arama arzusuyla örgütlü dine sırt çevirmektedir. Bu Maya takviminin, dünya çapında, insanlığın birliğini amaçlayan tüm insanlar arasında yeniden canlanmasını kolaylaştırmaktadır.» /i

Takvim, gerçekten çok detaylı ve içerdiği tarihi analojik bağlantıları anlamak ve günümüzde nasıl tezahür ettiğini görmek için dikkatle araştırılması gerekiyor. Calleman da tabii boş durmuyor, bir Maya takvimi aktivisti olarak tüm dünyada küresel aydınlanmayı amaçlayan herkesle birlikte çalışmalar yapıyor. Bunlardan en önemlisi belki de Hindistan'daki Oneness University'nin (Birlik Üniversitesi, www.onenessuniversity.org) kurucusu Sri Bhagavan ve Sri Amma ile beraber yaptığı küresel dikşa çalışmaları. Bunun yanı sıra örneğin takvimin ana dönüm noktalarında dünya çapında önemli kutlamalar da yapıldı. 2004'teki Venüs geçişinde yapılan Oneness Celebration (Birlik Kutlaması) ve 2005 Haziran'ında yapılan Midlight Meditation (Ortaışık Meditasyonu) gibi!
Bütün dünyayı dolaşıp, hem Maya takvimine hem de insanlığın bilincinin dönüşümüne dair tanıtımlar, seminerler düzenleyen Carl Johan Calleman 8 Mart 2006'da İstanbul'a geliyor. 10 Mart akşamı 2 saat civarında bir konferans, 11-12 Mart süresince ise tam gün seminerler yapılması düşünülüyor. Ülkemizde dünyanın ve insanlığın gidişatına hassas olan, önyargısız ve özgür düşünen herkesin gidip görebileceği bu çalışmaya bence kafasında sürekli sorular olan, şüphecilikte sınır tanımayan bireyler de katılabilir. Kafalardaki soruların yoğunluğunun azalacağı muhakkaktır.[7]

Maya takvimine göre 20 günlük i«uinal (vinal)»/i isimli bir döngü boyunca her gün başka bir tanrı/ilah (burç) tarafından yönetilir. Bu burçlara göre her gün ruhsal evreni etkileyen başka bir titreşim vardır. Bir de 13 günlük i«trecana (tirekana)»/i isimli bir döngü daha vardır ve burada da yine her bir günün kendine has bir titreşimi vardır. Bu iki döngü, iki çark gibi birbiriyle ilişki halindedir ve toplamda 20 x 13 = 260 farklı kombinasyon vardır.[8]

Tazolkin (Tzolkin, Günsayımı) TakvimiMayaların kullandıkları takvimlerin ilki, i«kutsal takvim»/i olarak bilinen ve 20'şer günlük 13 aydan oluşan i«Tzolkin»/i (Gün Sayımı) denen döngüdür. Bu döngü, 13 rakam ve 20 ismin oluşturduğu kombinasyonları içerir ve 260 günlük sürecin bitiş günü i«13 Ahau»/idur.[3]

Tzolkin denen takvim, dinsel niteliklidir. Bu takvime i«kutsal yıllık»/i, «büyülü takvimi»,/i i«ayin takvimi»/i de denir.[2]

Bu takvimde uzun çağlar yer almakla birlikte, kişinin karakter özelliklerini şekillendiren beş temel döngü bulunuyor. Bunlar 20 ayrı günden oluşan gün burçlar (Imix-ejderha, Ik-hava, Akbal-gece, Kan-mısır, Chicchan-yılan, Cimi-baykuş, Manik-geyik, Lamat-tavşan, Muluc-su, Oc-köpek, Chuen-maymun, Eb-diş, Ben-saz, Ix-jaguar, Men-kartal, Cib-akbaba, Caban-güç, Etz'nab-bıçak, Cauac-fırtına, Ahau-yönetici), 13 günden oluşan 20 bölümlük trekanalar, dokuz günlük gece yöneticileri, 52 yıllık döngülerden oluşan yıllar ve Venüs döngülerinden dört ana dönem.[9]
Tzolkin takvimi; törensel nedenlerle kullanılıyordu ve 20'şer günlük 13 zaman aralığına ayrılmıştı. Bu takvim, 260 günde tam bir devir kat ediyordu. Bu dönencenin tam olarak neye denk geldiği bilinmemekle birlikte, 263 günde tamamlanan Venüs'ün yörüngesiyle de ilişkili olabilir. Haab ve Tzolkin, tarihleri itibarıyla birbirleriyle yıl dönencesi olarak uyuşmamakla birlikte, bir şekilde bu takvimler karşılaştırıldığında 52 yıllık dönencelerde, her ikisi de belli bir günü işaret etmektedir.[6]

İşte Mayaların efsânevî"long count"; yani"uzun sayım" dedikleri süreç, 13 baktuna eşittir (1.872.000 gün = 5125,36 güneş yılı) Maya tarihinde"başlangıcı" olarak belirlenmiş noktayı bilmezsek, yukarıdaki hesabı yapamayız. Bizim takvim sistemimize göre şu an, Hz. İsa'nın doğduğu varsayılan yıldır. Gregoryen takvimimizde biz, bu yılı"0" olarak kabul eder ve öncesini, sonrasını buna göre hesaplarız. Mayalarda da bu tarihin başlangıcı, 0.0.0.0.0 günü olmalıdır; yani herşeyin başlangıç noktası. Arkeolojik bulgular ve karbon-14 yöntemi yardımıyla yapım tarihi bizim takvimimize göre büyük bir kesinlikle belirlenen birkaç tapınakta (Izapa, Chichen Itza ve Monte Alban'da) Maya rahiplerinin, yapılış tarihini belgeleyen uzun sayım tarihleri de bulunmuş ve yanılma payıyla birlikte M.Ö. 11 Ağustos 3114 tarihi, 0.0.0.0.0 noktası olarak tespit edilmiştir. Buna göre 13.0.0.0.0 tarihi, 21 Aralık 2012 gününe denk gelmektedir.[10]
Haab Takvimii«Haab»/i adını taşıyan bir ikinci takvim, bugün bizim kullandığımız güneş takviminin çok benzeridir ve yine 20'şer günlük 18 aydan oluşur. i «Uinal»/i olarak adlandırılan bu 20 günlük ayların toplamı, 360 gün yapar ve Maya zaman ölçümünde buna i«tun»/i adı verilir. Normal güneş yılı için gerekli olan 5 artık gün, 5 tanrının adıyla i«tun»/ia eklenir. (360 + 5 = 365) [11][3]

Eski Mısır ve Sümer uygarlığı da benzer takvim kullanmaktadır. Bu da her üç uygarlığın ortak noktaları olduğunu göstermektedir. Bu takvimde bu aşamadan sonra herşey, 20'nin katları olacak şekilde 20 tun = 1 katun ve 20 katun = 1 baktun olacak şekilde 144000 güne erişir. İşte mayaların bu efsanevi takvimi 13 baktun, yani 1, 872, 000 güne sahip olan çok ayrıntılı bir takvim sistemidir. Gösterimde 5 ondalık sistemine benzer şekilde anlatılır.Örn. 12.5.2.1.1 gibi. İşte bu takvimin son günü; 13.0.0.0.0 olan tarih, 21 Aralık 2012 yılı cumaya denk gelmektedir.[12]

Her iki döngünün gün sayıları ancak 52 Güneş yılı sonra eşitlenir. Tzolkin ile Haab'ın bitişleri aynı güne denk gelir. Yani, Tzolkin'e göre 13 Ahau gününde, Haab da sona ermiştir. Mayaların karmaşık zaman hesaplama yöntemi varsayılan bir sabit noktadan ileri sayarak 20 tabanlı bir sistem ile 1, 20, 360, 7200 ve 144000 gün aralıklarını ifade etmeye dayanır. (Bu tür hesaplamalara Klasik Öcesi Dönem'in sonlarına ait oyma taş anıtlarda rastlanmaktadır. Bunlar Klasik Dönem anıtları ile beraber ovalık bölgelerde oldukça yaygındır.) [3]

Mayalar, ayları"Yeni güneş","köpek","kara fırtına","yeşil fırtına","ekim mevsimi","tahıl ambarı","su" gibi isimlerle adlandırmışlardı.[13]

Mayalar, Güneş yılını 365,2420 olarak belirlemişlerdi; modern astronomiye göreyse güneş yılı tam olarak 365,2422 gündür. Yani dakika ve saniye gibi zaman ölçülerinden yoksun olduğu varsayılan Mayalar'ın hesabı ile modern astronominin hesabı arasındaki yıllık fark yalnızca 17 saniye idi.
Dinsel takvim (Tzolkin), 260 (20x13), güneş takvimi ise 365 günden (kin) oluşuyordu. 365 günlük güneş yılını 20 günlük 18 ayın sonunda, eski Mısırlılar ve Yunanlılar'daki epagomenayı andırır tarzda, yaptıkları beş günlük ilaveyle elde ederlerdi ki, buna bu yüzden i«muğlak yıl»/i da denir. Her iki takvim için 18.980 günlük bir periyot sonunda, yani 365 günlük 52 yıl veya 260 günlük 73 yıl sonra bir çakışma söz konusuydu, bu periyot 52 i«muğlak yıl»/i olarak belirtilir.[2]

Klasik Maya anıtlarında, çeşitli tarih türleri bir arada görülür. Tipik bir klasik yazıtın en başında, başlangıç serisi yer alır; ortasına on dokuz ay tanrısından birinin eklendiği giriş işaretiyle başlayan bir uzun hesap tarihidir. Bunun hemen ardından 260 günlük hesap (Tzolkin)ta erişilen gün gelir, farklı işaretlerle dolu bir aralıktan sonra 360 günlük hesaba (Haab) göre ayın günü gelir. Ara işaretlerde, (9 günlük bir döngü içinde) dokuz yeraltı tanrısının hangisinin o gün hâkim olduğu bildirilmekte ve ay hesapları gösterilmektedir. [6]

Haab Takvimi ve 2012Mayalar, iki ayrı takvim kullanırdı: i«Tazolkin»/i adında bir kutsal takvim ve i«Haab»/i adındaki ikinci bir takvim. Bizi 2012'ye götüren takvim, Haab Takvimi. Bu takvimi kısaca açıklamak gerekirse; Haab Takvimi'nde bir ay 20 günden, bir yıl 18 ay yani 360 günden oluşuyordu, ve adına i«Tun»/i deniyordu. Bundan sonra bu takvimde tüm zaman birimleri 20'nin katları olacak şekilde ilerliyordu.

20 Tun = 1 Katun
20 Katun =1 Baktun

Gösterimi ise bizim 3 bölümlü sistemimizin 5 bölümlüsü gibiydi: 12.09.2009 (2009. yıl, 9. ay, 12. gün) gibi. 5.3.1.5.14 (5.baktun, 3. katun, 1. tun, 5. ay, 14. gün) şeklindeydi.

İşte Mayaların 13 baktun, 1.872.000 günden oluşan takvimleri i«Haab»/i böyle ayrıntılı bir sisteme sahipti. Bu takvimin son günü olan 13.0.0.0.0 tarihi ise bizim takvimimize uyarlandığında, tahmin edebileceğiniz gibi, 21 Aralık 2012 gününe denk gelmektedir.[14]

144Mayalar her güne i'kin'/i adını vermişlerdir ve kuşkusuz i'kin'/iden türeyen diğer zaman birimleri de var. 20 Kin, 1 Vinal (ay); 18 Vinal yani 360 Kin 1 Tun (yıl), 20 Tun 1 Katun, 20 Katun da 1 Baktun eder. Bu hesaplandığında, Maya takviminin çağları organize eden özellikleri olduğu görülür. 1 Baktun, b144.000/b gün, bir başka deyişle 394.25 güneş yılı etmektedir. Mayalar yukarıda da gördüğünüz gibi 20'lik sistem kullanmışlardır. 20 Aralık 2012 tarihi, 13'üncü Baktunun yani 13394.25 yılın sonudur. Bu da toplamda 5.125 yıldan fazladır. Mayalar söz konusu 5.125 yılı 'bir galaktik gün' olarak değerlendirmişler, bunu Venüs'ün beş köşeli döngüsünden hareketle, beşle çarparak i'Büyük 25.625 Yılı'/i elde etmişlerdir.[15]

Bu belirtilen tarih, kış gün dönümüne denk geldiği b144.000/b sayısını içerdiği için (Uzun Vadeli Takvim'deki günlerin alt parçalara ayrılması sonucu ortaya çıkan bu sayı Yeni Ahit-Vahiy Kitabı'nda açıkça görüldüğü için) komplo teorisyenleri herşeyi bırakıp dünyanın sonunun geldiği, galaktik felaketlerin yaşanacağı, bilinçlerin şekil değiştireceği, iddialarıyla yuvalarından çıktılarsa da gerçek, aslında, bu tarihin Mayalılar için bir dönemin sonu/başlangıcı olarak kutlama sebebi olması idi: [16]

i«Mühürlenmiş olanların sayısını işittim. İsrailoğulları'nın bütün oymaklarından b144 000/b kişi mühürlenmişti»/i (İncil, Vahiy 7:4)

i«Sonra Kuzu'nun Siyon Dağı'nda durduğunu gördüm. O'nunla birlikte b144 000/b kişi vardı. Alınlarında kendisinin ve Babası'nın adları yazılıydı.»/i (İncil, Vahiy 14:1)

i«Bu b144 000/b kişi, tahtın önünde, dört yaratığın ve ihtiyarların önünde yeni bir ezgi söylüyordu. Yeryüzünden satın alınmış olan bu kişilerden başka kimse o ezgiyi öğrenemedi.»/i (İncil, Vahiy 14:3)

i«Melek surları da ölçtü. Kullandığı insan ölçüsüne göre b144/b arşındı.»/i (İncil, Vahiy 21:17) [17]

2012, Neden Takvimin Son Yılı?Mayalara göre her on üç baktunda yani 1.872.000 günde bir çağ değiştiriyoruz. Daha önce dört kere çağ atlanmış ve her çağ değişiminde insanoğlu, ruhsal açıdan gerilemiş. Her atlayışta daha da kabalaşmış ve dördüncünün sonunda tam bir dip yapmış. Bu yüzden onlara göre 2012'de gerçekleşeceğini düşündükleri bu i «Beşinci Çağ Atlaması»/inda dünya ters dönecek, ve insanlık yeniden yükselişe geçecek. Çeşitli dinleri incelediğimizde; bazıları, bundan i«Altın Çağ»/i, i«Nirvana»/i ya da i«vaat edilen cennet»/i diye bahsediyor. Ayrıca bahsedilen"Beşinci Çağ", son çağ olacak, çünkü Maya Takvimi, 2012'de sona eriyor ve sonrası için hiçbir takvim bulunamadı.[14]

21 Aralık 2012 Yani 13.0.0.0.0 Günü Neler Olacak?Mayaların takvimine göre her 1.872.000 günde bir çağ değiştiriliyor. Meşhur cuma, Kıyametin cuma günü kopacağı söylenmektedir ya işte size bir cuma. Daha önce 4 kere 1.872.000 günlük çağ atlatılmış ve 5. sonuncu çağ atlayışı (sonuncu çağ diyorum çünkü maya takvimi tam burada bitmekte) sona ermekte ve sonrası için bir takvim vermemektedir. Bilim insanlarının incelemeleri sonucu dünyada daha önce 4 kere manyetik kutup kayması olduğunu bulmuşlardır. 4. dönemde pusulanın kuzey ibresi, güneyi gösteriyordu. 3 dönemde yine kuzeyi, 2 dönemde yine güneyi. Bu şekilde manyetik takla krizi yaşanmaktadır. Bununla ilgili bir belgesel, DISCOVERY kanalında da gösterilmiştir. Biliminsanları, bu manyetik değişikliklerle beraber tufanlar, kuraklıklar gibi doğal afetlerin de yaşandığını ve yaşanacağını söylemektedir.[12]

Biliminsanları Ne Diyor?Kulağa gerçekten masal gibi gelen bu Maya Kehanetleri bilimsel açıdan da incelendi:

Araştırmalar sonucu bilim insanları, daha önce dünyada dört kez"kutupsal kayma" olduğunu kanıtladılar. Üçüncü dönemde pusulanın ibresi güneyi gösteriyordu, ikinci dönemde kuzeyi, birinci dönemde yine güneyi... Bilim insanları, uzun aralıklı belirli periyotlarla böyle bir manyetik taklanın yaşandığını ve bu manyetik değişimlerin beraberinde tufanlar, kuraklık benzeri doğal afetleri de getirdiğini söylüyorlar. Hatta bazıları 2012'ye i«Beşinci kutupsal kayma»/i adını veriyor. Sınır Ötesi Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Ergün Candan, bu değişim de daha önce olduğu gibi kutupların manyetik alanının değişmesiyle meydana geleceğini söylüyor.
Dünyadaki iklim değişikliğinin sebebinin de bu olduğunu söyleyen Candan, i "Kutuplar yer veya açı değiştirdiğinde kutuplarda buzlar eriyor. Kaldı ki, küresel ısınma sonucu şu anda Kuzey Kutbu'ndaki buzullar zaten erimeye başlamış durumda. Mayalar'a göre de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu şekilde sona erdi."[/i] diyor.

Yapılan diğer araştırmaların sonucunda ise varılan kanı, şu anda da Dünya'nın manyetik alanında büyük bir değişim olduğu ve bu manyetik değişimin sebebinin Güneş'te meydana gelen değişimler olduğudur. Beni çok şaşırtan şeylerden birisi de Mayaların buncu da biliyor olduğu... Mayalar, i«Beşinci kutup Kayması»/inın Güneş'in etkisiyle olacağını da biliyordu...

Ünlü bir astro-fizikçi olan Cottorel, bir maya kentinde bulunan mezar taşının kapağının üzerindeki şekilleri inceleyerek ortaya bir jaguar ve bunun üzerinde de bir yarasa sembolünün ortaya çıktığını keşfetti. Bu sembollerin bulmak Cotterel'i şaşkına çevirmişti. Çünkü Mayalar'ın yazıtlarını incelediğimizde, jaguarın beşinci çağı, yarasanın ise ölümü sembolize ettiği anlaşılmaktaydı! Ayrıca kapağın üzerinde açıkça görülen"Güneş Haçı" motifinin üzerindeki çizgiler ise Güneş'in manyetik çizgileriydi. Bu da Mayalar'ın mesajıydı:

i«Yaşanacak trajedinin sebebi Güneş'te meydana gelecek olan manyetik değişimlerdir!»/i
Mayaların bu mesajının keşfinden sonra; olayla ilgilenenler, ikiye bölündü: Hala 2012'yi bir yükseliş olarak görenler ve Mayalar'ın bahsettiği i«yükseliş»/iin tasavvufi açıdan bir yükseliş yani ahiret, 2012'nin ise kıyamet olduğuna inananlar...

Mayaların kehanetlerinden midir bilinmez, Rusya'dan bir grup bilim adamı Güneş ve manyetik alanı konusu üstünde bir çok araştırma yapmış. Grup sözcüsü Dr. Dmitriev Güneş ve Güneş sisteminin bugüne kadar görülmemiş biçimde değişmekte olduğunu söylüyor ve uzun uzun anlatıyor. Dünyaya gezegeni, güneşin görünmeyen koronasının içindedir, bu nedenle güneşin doğrudan etkisi altındayız. Güneşte meydana gelen olaylardan dünyanın etkilenmemesi mümkün değil. Bunun çoğu örneğini de günümüzde yaşıyoruz. Son yüz yılda Güneş'in manyetik alanında büyük değişimler gerçekleşti. California'da bulunan Rutherford Appleton Ulusal Laboratuarları'nda yapılan bir çalışma sonucu, 1930 yılından beri Güneş'in manyetik alanının %230 oranında yükseldiği anlaşıldı.
Rusya Ulusal Bilim Akademisi'nde bulunan bilgiler ise, uzayda, Güneş'in alanından farklı ve çok daha yüksek bir enerji seviyesinde bir manyetik alana girdiğimiz yönünde(Foton Kuşağı). Ruslar uzayda bundan önce hiç görülmemiş değişiklikler kaydedildiğini bildiriyorlar. Bu bilgiyi veren bilim kurulunun başındaki kişi olan Dr. Dmitriev aşağıdaki etkilerin gözlemlendiğini söylüyor.

-İlk inildiğinde atmosfer bulunamayan ayda 6 bin kilometrelik bir atmosfer oluştu.
-Mars, Jüpiter, Uranüs ve Neptün'ün atmosferleri büyük değişimler geçiriyor.
-Yeryüzünde aşırı derecede HO gazı birikiyor.
-1980'den beri sismik faaliyetlerin sıklığı %400, doğal afetlerin sıklığı %700 arttı.
-Heliosfor'de (güneşin manyetik alanının güneş çevresinde oluşturduğu elips şekli) %1000lik bir genişleme kaydedildi.

Peki bu değişimlerin sonucu ne olur? Bilim insanlarına göre Güneş'teki bu değişim gezegenlerin işleyiş biçimini ve gezegendeki yaşamın türünü dahi değiştirebilir. Hatta DNA yapısına da etkisi olabileceğini söylüyorlar. Kulağa bilim-kurgu romanından fırlamış gibi gelen bu cümleler, bilimsel verilerle destekleniyor.

Kutuplardaki değişimleri inceledikten sonra Rus ve Avrupalı fizikçilerin düşünceleri, çok yakında dünyada büyük bir manyetik değişim olacağı yönünde. Eğer haklı çıkarlarsa, müthiş bir sıçramayla güney, kuzey, kuzey de güney olacak. Rus Bilimler Akademisi'nin ölçümlerine göre kuzey ve güney kutupları bölgesinde manyetik delikler hızla genişliyor ve 3-5 yılla ölçülebilecek bir zaman içerisinde kutupların ani bir sıçramayla yer değiştireceği düşünülüyor.[14]

12. Gezegen MardukDil bilimci Zacheria Sitchin Mezopotamya kazılarında çalışmış ve çivi yazıları çevirileri esnasında elde ettiği bilgiler ile"12. Gezegen" adlı kitabını yayınlamıştır. Bu yazıtlarda eski çağlarda"Niburi" ya da"Marduk" adlı bir gezegenden bir grup ziyaretçinin geldiğini söylenmektedir. Sümerlilerin büyük tanrısı Anu aslında bu federasyonun başkanıydı. Onun tarafından dünyamıza bazı mineralleri almak için gelen ekibe de"Annunaki" deniyor. Sümerlilere göre ay ve güneşi de sayarsak toplam 12 elemanlı bir güneş sistemimiz olduğu söylenmekte. Bildiğimiz astronomi bilgilerinde ay ve güneş gezegen olarak anılmamaktadır. Toplam 9 bilinen gezegen vardır. Çekim ve yörünge hesapları ile bir adet bulunmayan kayıp gezegen daha mevcuttur. Bu Sümer yazıtlarındaki Marduk gezegenini de bu kayıp 10 gezegen olduğu iddia edilmektedir. Bu Marduk bahisli gezegenin yine bu tarihlerde yakınlarımıza geleceği belirtilmektedir.[18]

İddialara Göre Gün Gün Marduk'un Seyri

Ortaya atılan teorilere göre, Marduk, 21 Aralık 2012'de, yani Haab takviminin son gününde ikinci bir güneş gibi tepemize dikilecek ve Ay ile neredeyse aynı büyüklükte gözükecek.

Marduk, Dünya ile iki kere yakınlaşma gösterecek. Bunlardan ilki 7 Eylül 2012'de gerçekleşecek ve bir süre boyunca yaklaşma-uzaklaşma hareketi devam edecek. Son yaklaşma ise 27 Nisan 2013'te olacak.

Bir diğer iddiaya göre ise bu yaklaşma hareketi farklı bir takvime göre olacak. Marduk en yıkıcı etkisini sadece 21 Aralık 2012'de göstermeyecek. Çünkü Dünya, 14 Şubat 2013'te Marduk ile Güneş arasına girecek. Araştırmacılara göre en korkunç deprem, sel ve fırtınaların yaşandığı tarih bu gün olacak ve yer kabuğu buruşturulan bir kâğıt gibi bozulacak. Milyarlarca insan hayatını kaybedecek, hayatta kalanlar açlıktan kırılacak. Marduk, Güneş Sistemi'ni 1 Temmuz 2014'te terk edecek ve manyetik alanlar üzerindeki etkisi azalmaya başlayacak.

Eğer sanıldığının aksine, Marduk, Mars ile Jüpiter'in değil, Mars ile Dünya arasına girerse, Marduk'un uydularından biri Dünya'ya çarpabilir. Bu durumda Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki döngüsü en az 3 gün duracak. Bir tarafta 3 gün aydınlık, diğer tarafta 3 gün karanlık olacak. Tüm iletişim ve enerji ağı çökecek.[19]

Marduk, Dünya'nın Manyetik Alanlarını Nasıl Etkileyecek?

Her ne kadar bilim insanları henüz üzerinde tam bir görüş birliğine varmamış olsalar da Marduk'un yaklaşmasının dünya üzerinde de ciddi etkilerinin olabileceği belirtiliyor. Bunların başında ise yerküreyi zararlı ışınlardan korumak gibi hayati bir işlevi de olan manyetik alanın etkilenmesi geliyor.

Marduk'un manyetik alan üzerinde ciddi bir sapmaya neden olması neticesinde devasa dalgaların oluşmasından, şiddetli depremlerin görülmesinden, volkanların faaliyete geçmesinden ve yıkıcı hortum ile fırtınaların ortaya çıkmasından korkuluyor.

Bu kadar ciddi sonuçlarının olmasından korkulan bu gökcismini yakından takip eden ilk kuşak elbette ki biz değiliz. Mayalar, yarattıkları bir takvimde Marduk'un seyrini ve Güneş Sistemi'ne girişine de yer verdiler. 

Söz konusu bu Haab takviminin sona erdiği gün ise Marduk'un gelişini gösteriyordu. Bu takvimin son günü Gregoryen takviminde yani şu an bizim kullandığımız modern takvimde 21 Aralık 2012'ye denk geliyor.

Maya'lara göre Haab takviminin sonu ile 5'inci Güneş Dönemi sona erecek ve insanlık 6'ıncı Güneş Dönemine girecek. Bazı uzmanlar, Haab takviminin sona ermesinin dünyanın kendi ve güneş etrafında dönüş süresinin değişeceğini, yani bir başka deyişle bir gün ve bir yılın uzunluklarının değişeceğini savunuyor.[19]

Şifre, Nasıl Çözüldü?

Ünlü astrofizikçi Cottorel, bir kapak üzerindeki işaretleri simetrik olarak yan yana getirdiğinde ortaya jaguar ve yarasa motiflerinin çıktığının farkına varmış ve bu şekilde maya şifresini çözmüştür. Jaguar, beşinci yani bizim çağımızı, yarasa ise ölümü sembolize etmekteydi!... Kapağın üzerinde açık bir şekilde görülen"Güneş Haçı"nın üzerindeki ilikleriyse, Güneş'in manyetik iliklerini temsil etmekteydi. Bu da Mayalar'ın gizli mesajıydı. Yaşanacak trajedinin sebebi, Güneş'te meydana gelecek olan manyetik değişimlerdir!..[12]

Dünya, Yok Mu Olacak?

Mayalara göre bir yok oluş değil;"zamanların sonu" deniyor. Toptan yok oluş değil; fiziksel ve ruhsal bir dönüşüm olacağı söyleniyor. Siriüsyen (Sirrüs takım yıldızı, ayyuk) inanışa göre insanlık, çöküş içerisinde ve bu çöküşün sonunda yükseliş çağı,"altın çağ" gelecek denmektedir ve yükseliş çağı ile beraber bir üst seviyeye yükseleceğimiz, zaman ve mekan kavramının gerekli olmayacağı bir seviyeye geleceğimiz söylenmektedir.[12]

Felaket Senaryoları
  • Dünyanın Kuzey ve Güney manyetik kutuplarının konumları değişecek,
  • Dünya ekseni 180 ile 240 derece değişerek Güneş'e olan sabit konumunu kaybedecek,
  • Ekvator çizgisinin konumundan sapması ile iklim değişiklikleri baş göstermeye başlayacak,
  • Ortaya çıkan manyetik çekim gücü, erimiş demir haldeki dış çekirdeği yer kabuğuna yakınlaştıracak ve tüm yanardağlar patlama noktasına gelecek.
  • Manyetik titreşimlerin bozulması ile okyanusların altındaki su akıntıları durma noktasına gelecek ve zamanla ısınan-durağanlaşan su, deniz yaşamına imkân vermeyecek,
  • Büyük parçalar halinde erimeye devam eden kutuplar yok olma noktasına gelecek.
  • Dünyanın değişen ekseni ile güneşe tekrar konumlanması ve kuzey manyetik kutbunun Sibirya'ya kayması, bugün çöl ve kurak olan alanları su cennetine çevirecek.
  • Kutupların erimesi ile okyanuslara yayılacak tatlı su, ısı-tuz dengesini bozacak ve golfistream akıntısının durması ile başta Kuzey-Batı Avrupa ve Kuzey-Doğu Amerika olmak üzere birçok coğrafyada dondurucu soğuklar baş gösterecek,
  • Yer kabuğu altındaki lav ve yer katmanlarının hareketleri ile depremler görülmeye başlayacak ve şiddetleri ile sayıları Marduk yaklaştıkça artacak.[19]
«Herşey Güzel Olacak» Diyenler...

Mayalardan kalan bilgiler doğrultusunda Dünya'nın içine gireceği 5. Güneş Dönemi'nin tam bir aydınlanma ve barış safhası olacağına inanan insanların sayısı hiç az değil.

İnternette sayısız sitede gruplaşan insanlar, 2012'de insanlığın uzaylı ırklarla sonunda tanışacağını ve uzayın birçok köşesinden gelen ırklar ile kusursuz bir barış sürecinin başlayacağını düşünüyorlar.

Diğerleri ise Dünya'nın içine gireceği yüksek titreşim frekansları ile evrenselliğin; bilim, tıp, arkeoloji ve sanatın tavan yapacağı yeni bir Rönesans devrinin başlayacağını öngörüyor.[19]

Diğer Astronomik Oluşumlar

Yıllardır bu konuda araştırma yapan John Major Jenkins, 1997 yılında yayınladığı"Maya Cosmogenesis 2012" adlı eserinde 21 Aralık 2012 tarihi ile ilgili oldukça sıradışı birleşmelere işaret ediyor. Bunların en önemlisi, gezegenlerin ve Ay'ın üzerinde hareket ettiği"ekliptik" olarak adlandırılan"tutulum çemberi"nin tam bu tarihte Samanyolu'nun dünyadan görülen sınırı ile kesişmesi. Bu kesişmenin modern astronomik ölçümlere göre galaksimizin merkezinde olduğu belirtilen"kara delik" ile güneşin de tam gün dönümü esnasında aynı hizaya gelmektedir.[12]

Kaynaklar

[1] www.matematikciler.org/matematiksel-guzellikler/ilginc-bilgiler/502-mayalarin-kullandiklari-sayi-sistemi-ve-maya-takvimi.html
[2] tr.wikipedia.org/wiki/Maya_uygarlığı#Matematik.2C_takvim_ve_astronomi
[3] B. Gizem Özamrak & Z. Cemile Marşan & Fulden Özışık & Uğur Yıldız, i "Kaybolan Kültürler"[/i], Ege Özel Lisesi, Danışman Öğretmen: Fatma Karaalp, İzmir 2006,www.egelisesi.k12.tr/basarilarimiz/Projeler/proje2005/proje32.pdf
[4] www.kastabala.com/atatuerkcueluek/yol-gosteren-sozleri/31-soezler.pdf
[5] www.kiyamet2012.com/
[6] http://galatasaray1903.spaces.live.com/blog/cns!EE1DC41AE24EAFBF!1915.entry?sa=68035473
[7] www.indigodergisi.com/doruk_calleman_06.htm
[8] http://mayaburclari.blogspot.com/2009/10/maya-burcumuzu-nasil-bulabiliriz-ve.html
[9] www.leylilal.com/maya-astrolojisi-t2031.0.html
[10] www.nacizanebilgi.com/sozluk.php?q=maya+takvimi
[11] www.kemalturkeli.com/KT/Dokumanlar/PDF/Marduk_Gezegeni.pdf
[12] http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=126900
[13] http://kibritkokusu.blogspot.com/2009/04/maya-takvimi-talihsiz-gunler-diler.html
[14] Tolunay Tosun,"2012", Güncel, Mart 2009 Yıl: 2 Sayı: 1, www.bahcesehirtebesir.com/pdf/Mart.pdf
[15] Hakan Kırkoğlu,"Tzolkin'in Şifreleri"www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=1164823
[16] www.yazete.com/Kiyamet-ile--ilgili-bilmediginiz-5-sey-_26063.html
[17] Kutsal Kitap, Kitab-ı Mukaddes Şirketi, 1. Baskı, Ağustos 2001, İstanbul.
[18] http://forum.ubuntu-tr.org/index.php?topic=9499.0
[19] www.hurriyet.com.tr/dunya/12932681.asp?gid=229
[20] http://en.wikipedia.org/wiki/Tzolk'in