Kral Abdullah öldü



HaberGazete- Kral Abdullah öldü. Bir gazetenin haberine Suudi Arabistanlideriöldü.


Arap gazetesi El Şark el Avsat’tan aktardığı habere göre, Kral Abdullahgeçtiğimiz hafta çarşamba günü klinik olarak öldü.

Haberde Suudi Arabistan’daki bazı tıbbi kaynaklara dayanılarak Kral’ınkalbi, böbrekleri ve akciğerleri gibi hayati organlarının faaliyetlerinin sona erdiği ifade edildi.

Doktorların KralAbdullah’ı hayata döndürmek için birkaç kez elektroşok verdiği, Kral’ın şu an solunum cihazına bağlı yaşadığı da öne sürüldü.

 

Suudi Arabistan’dan haberle ilgili henüz bir yorum gelmedi.

89 yaşındaki Kral Abdullah bir süredir kamuoyuna çıkmıyor, resmi toplantılara onun yerine veliahtı katılıyor.

El Şark El Avsat Kasım 2012’de de Kral Abdullah’ın 14 saatlik bir ameliyatın ardından komaya girdiğini ve klinik olarak öldüğünü bildirmiş, haber Kraliyet ailesince yalanlanmıştı.



Kral Abdullah Kimdir

Abdullah bin Abdülaziz el-Suud (Arapça : عبد الله بن عبد العزيز آل سعود - d. 1 Ağustos 1923 - Riyad, Necid Sultanlığı) Suudi Arabistan Kralı. Dünya genelinde yaygın kısa adıyla Kral Abdullah.

Hayatı

Abdullah bin Abdülaziz, 1 Ağustos 1923 yılında, Necid Sultanlığı’nın Riyad Bölgesi’nde doğdu. Babası Abdülaziz El Suud, annesi Fehda bint Asi Surayim idi. Soylu Suudi Ailesi’nin bir üyesidir.

İlk kamu görevi, Mekke’nin belediye başkanlığı oldu. Ardından babası Abdülaziz El Suud tarafından Suudi Arabistan Ulusal Muhafızları’nın komutanı görevine geçti. Kardeşi Fahd bin Abdül Aziz ölünce yerine o tahta geçti. Milli Muhafızların kontrolünün onda olması, veliaht ve kral olmasında önemli bir rol üstlenir. En son olarak 1 Ağustos 2005 tarihinde resmi kral olur. Eşi Fehda bint Asi Surayim tarafından 25 çocuk sahibi olmuştur. Veliahtı Salman bin Abdülaziz el Suud olmuştur.

Zenginliği

Başta petrol ürünleri olmak üzere, birçok şirket ve topluluğun önde gelen isimlerindendir. Dünyanın en büyük petrol rezervlerinin başında bulunmaktadır.

Politika Hayatı

Suudi Arabistan’ın resmi kralı görevine gelince barışçıl, ılımlı ve reformist politikalar yürütmüştür. NATO ve ABD ile yakınlaşmış ve işbirliğine girmiştir. Bunun yanında tüm dinlere ve mezheplere saygı göstermiştir. Çok yönlü reformlar gerçekleştirmiştir. Hatta Papa ile bir görüşme bile yapmıştır. En son yaşanan Arap Baharı denilen halk hareketine karşı, kadınlar içinde radikal reformlar yapmıştır.