Şahbağı Efsanesi – Van


Van Kalesi’nin 8-10 km kuzeydoğusunda, bugünkü İstasyon Mahallesi mevkiinde güzel bir köy vardır. Bağ ve bahçeleri ile ünlü olan bu beldenin “Şahbağı” adını alması şu efsane ile açıklanır:
İran Şahı Şah Abbas, bir iddia üzerine Van Kalesi’ni almak üzere sefere çıkar. Ordusuyla Van’a gelir. Karargâhını, Kale’nin 8-10 km kuzeydoğusunda bir yere kurar. Kale kuşatılır, ancak Kale’yi teslim almak bir türlü mümkün olmaz.
O zaman Van Kalesi’ni bir Vali idare etmektedir. Kalede yiyecek sıkıntısı başlayınca yaşlılar Vali’yi sıkıştırırlar. Vali, savaşma teklif eden yaşlılara üç gün daha beklemelerini söyler.
Bu arada, Kale’yi bir türlü teslim alamayan Şah Abbas’ın askerlerinin canları sıkılmaya başlar. Şah Abbas bunun da çaresini bulur. Karargâh kurduğu bölgede askerlerine bağ bahçe diktirir. Kurduğu bağın adını da “Şahlar Bağı” , “Şahbağı” koyar.
Muhasara altında tutulan Kale’de açlık artmakta, teslim olma söylentileri gittikçe yayılmaktadır. Bu söylentilere içerleyen seksen beşlik bir Nine ortaya çıkar :“Vay, ben öldüm mü ki, vatanıma yâd adam gire? Canım sağken düşmanın atının tırnağını vatan toprağına bastırmam” der. Daha sonra Vali’nin huzuruna çıkar, yapacaklarını anlatır.
Yaşlı Nine, ertesi gün bir deste tandır ekmeği, bir bakraç yoğurt ile Şah Abbas’ın ziyaretine gider. Huzura kabul edilen Nine, Şah’a:“Şahım, daha evvel gelmem gerekirdi; ancak düğünlerden, davetlerden bir türlü fırsat bulamadım, kusura kalma” der.
Şah Abbas, Yaşlı Kadının sözlerinden Kale’de kıtlık olmadığı sonucunu çıkarır.
Bu arada Yaşlı Nine’nin planı gereği kale burçlarından beyaz tozlar dökülür. Gördükleri karşısında şaşkınlığı daha da artan Şah Abbas, Nine’ye bunun ne olduğunu sorar. Nine de, bunların geçen yılın unları olduğunu, yeni gelen unlara yer açmak için ambarların boşaltıldığını söyler. Aslında burçlardan dökülen un değil, kireç tozudur.
Bunun üzerine Kale’yi alamayacağına kanaat getiren Şah Abbas, muhasarayı kaldırır ve:
“Ko desinler Şah Abbas’ın bağı var” diyerek memleketine geri döner. O günden sonra karargâh kurulan o yerin adı “Şahbağı” kalır.