Şimdilerde Ankara’nın Güdül ilçesine bağlı şirin bir beldedir Yeşilöz…
Beldenin Dikmen mevkiinde kale kalıntıları bulunmaktadır. İşte bu kale Efsane odur ki Alaybeyinin hüküm sürdüğü kaledir.
Çok çok evvelden, koca çınarlar tohumken, bu yöreden bir adam askere gider. Yıllarca dönmez unutulur oralarda. Padişahın sağ kolu olur ve Alaybeyi Ünvanını alır. Başarısından dolayı padişah “oğlum sana mükafat olarak ne verelim, ne vermemizi istersin” der, O da cevap olarak “Bana Çerkes Yolu’ndan üstünü verseniz yeter” der. Komutanı da “oğlum oranın etrafını ne kadar zamanda dolaşabilirsin” der. O da “bir sigara içene kadar” der ve oraların sahibi olur. Hak ettiği topraklarda hüküm sürmeye başlar…Hem de kalesinde bir Alay askeri vardır. Artık askerlik hayatı bitmiştir ve sefa sürmeye başlar…Sohbetler, eğlenceler derken koca serveti eritmeye başlar. Yine bir gün kale önünden bir çoban geçer.
Alaybeyi çobana:
-“Danaları bağladın mı ?“ der.
-“Danaları bağladın mı ?“ der.
Çoban:
-“ Bi ala dana ha bağla ha bağlama “ der.
-“ Bi ala dana ha bağla ha bağlama “ der.
O varlıklı Alay Beyi’nin sadece aladanası kalmıştır. Artık geçim sıkıntısının tadına da bakmıştır Alaybeyi.. Karısı da alışmıştır bu duruma. Ekmek pişirmeyi öğrenmiştir. Alaybeyinden ekmek pişirmek için un almasını ister. Alaybeyi hiç parası olmadığı için şehre üzerinde gittiği kıratı satar ve eve unu götürür. Bir türkü yakar “neler geldi geçti felekten, duyulmadı kır atta geçti elekten”. Karısı bunu duyunca kıratın satıldığını anlar ve hemen boğazında ki dizge altınları çıkarıp Alay Beyi’ne verir. ”Git hemen kıratı getir” der.
İşte bu mevkinin adı bu Alaybeyinden gelmektedir…
0Awesome Comments!