Suleyhîler

Suleyhîler

Mısır'daki Şiî-Fâtımî Devleti'ne bağlı bir Arap hânedânı. 1038-2268 yılları arasında Hadramut'tan Mekke'ye kadar Yemen ve Asir bölgesine tamamen hakim oldular.

Yemen, Abbasi hilafet merkezi olan Bağdat'a uzaklığı sebebiyle kontrolden mahrumdu. Kısa zamanda Şiilerin, Özellikle Zeydî fırkasının merkezi haline geldi. Bazı bölgelerde Sünni Müslümanlar da vardı. Hanedanın kurucusu ve Suleyhîler'in lideri olan Ali bin Muhammed de, Ehl-i sünnet bir insan olan Haraz Kadısı Muhammed bin Ali Suleyhî'nin oğlu olup çok zeki ve okumaya meraklıydı. Kendisine dost gibi yaklaşan Rafizi daisi Amir bin Zehavi'ye küçük yaşta kanıp onun verdiği bozuk kitaplardan İmamiyye fıkhını okudu. Böylece atalarının doğru yolundan ayrılıp, Fatımilere bağlandı.

Kendisini saptıran Fatımi daisi (propagandacısı) Ali bin Zehavi ölünce onun yerine geçip bölgede Şii propagandacılığını üstlendi. Öce kendisini halka tanıtmak ve taraftar toplamak için on beş sene Yemen'den hacca giden hac kafilelerine delillik yaptı. Babasının nüfuzundan da istifade ederek bir hayli taraftar buldu. 1038 (H.430) senesinde Yemen'e hakim olacak güce geldiğine kanaat getirerek, harekete geçti. Eskiden beri hakim olduğu Haraz'ın Mesar civarında bir kale yaptırıp, taraftarlarını burada topladı. Sonra Ya'furi, Ressî ve Zıyadî kabilelerinin Zeydî imamlarına karşı mücadeleye başladı. 1047'de Ressi imamı Cafer bin İmam-il-Kasım ile giriştiği mücadelede onu mağlup etti. Yena Kalesiyle Hazur bölgesini ele geçirdi. 1048'de Ya'furilerden Yahya bin Ebi Haşid'i Savf köyünde mağlup ettikten sonra Sanâ'yı zapt etti. Bu hadiselerden sonra Yemen, Fatımilerin kontrolü altına girdi. Mustansırbillah adına hutbe okunmaya başlandı.

Harekatına devam eden Ali Suleyhî, 1060'ta Zabid, 1061'de Aden ve 1063'te Hicaz'ı işgal etti. Mekke'den Hadramut'a kadar bütün Yemen'e hakim oldu. Ali Suleyhî, 1067'de ölünce, oğlu Ahmed, Suleyhîler'in başına geçti. Bu dönemde (1067-1084) Suleyhî hakimiyeti en geniş hudutlarına kavuştuysa da, elde edilen yerler uzun müddet muhafaza edilemedi. Necâhîler yeniden toplanıp, Aden'de istiklallerini kazandılar. Yemen Zeydî imamları Sanâ'nın kuzeyindeki Sayda'da kaldılar. El-Mükerrem Ahmed hükümdarlığının sonlarına doğru devlet işlerini kabiliyetli hanımı Erva'ya bıraktı. Ahmed'in 1091'de ölümünden sonra Erva Hanım ülke idaresini tamamen kendi elinde topladı ve 1138'de doksan iki yaşında ölünceye kadar Suleyhîlere hakim oldu. Erva, başşehri, Sanâ'dan Zü-Ciblâ'ya nakletti. Suleyhîler'in sonlarına doğru iktidar Zurayilerin eline geçtiyse de, Eyyûbîlerden Turanşah'ın 1174 yılında bölgeye gelişine kadar kendilerini muhafaza ettiler. Bununla beraber bazı Suleyhî melikleri 12. yüzyılın sonuna kadar Yemen'deki kaleleri ellerinde tuttular.[1]

Suleyhî Melikleri

Ali bin Muhammed, tahta Geçişi: 1047
Mükerrem Ahmed bin Ali, tahta geçişi: 1067
Mükerrem el-Asgar Ali bin Ahmed, tahta geçişi: 1084
Mansur Sebe' bin Ahmed Muzaffer bin Ali (Melike Erva'nın hakimiyetinde), tahta geçişi:1099-1138 [1]

Kaynaklar

[1] Yeni Rehber Ansiklopedisi, "Suleyhîler" maddesi, Türkiye Gazetesi, c.18, s. 149-150.