
Ayışığında Gözlerin
Rıdvan Canım
Birgün en olmadık bir anda
bir taş atarsan eğer / ya da bir gül
içimin en derin kuyularına
ve bir ay düşürürsen ansızın
gönlümün en durgun sularına
gözlerin kadar güzel
bil ki
delirmenin vakti gelmiştir
Ayışığında gözlerin
inan ki kanadının her telinde bin hüzün
ayakları kınalı ürkek bir güvercindir
ve ağzı mühürlü papağanlar
imrenirler oysa sana
hal diliyle söyleyince gözlerin
en hüzünlü şarkılarını...
Aslında benim türkümdür
bizim türkümüzdür
gözlerinin söylediği bilir misin
ve en hüzünlü bir Maraş akşamında
bir Karacaoğlan koşması kadar
dokunaklıdır
karadır
türkmendir
ayışığında gözlerin...
Sen geceyle gelen rahmet ve bereket
sen gözleri geceler kadar derin
ve sen soğukların bittiği gün
avuçlarıma bırakıp gittiğin o ateş kadar
sıcaktır nefesin
mercandır parmakların ve
bileklerin gümüş
en içinden çıkılmaz mazmunlardır gözlerin
sonra bir de
dünyanın en güzel minyatürlerinden
seçilmiş ceylanlardır
ayışığında gözlerin...
Beni öldürmek vakti geldiğinde
bir hintli gibi ateşlerde yak sonra
yak ve küllerimi Ganj yerine
gözlerinin en kutsal ırmaklarına savur
istersen sürme diye gözlerine çek
sen bilirsin
ama bir dileğim olsun benim de senden
en vahşi, en ürkek bir ceylan olsun
ayışığında gözlerin...
Ey en deli kısraklar kadar soylu
ve delişmen bakışlım
birgün bu yaylalarda
sensizlikten delirdiğimi duyarsan
en hoyrat kahkahalarını uçur rüzgârlara
sonra pişman olup
yüreğinin bir köşesinde / hani olur ya
bir sızı duyarsan eğer
bil ki
tıpkı yüzün gibi bir dolunay akşamında
en ele geçmez kıratların su içtiği
bir çeşme başında
kınalı ellerinle hazırladığın zehiri içeceğim
Ve iki kaşının ortasından derlenmiş
acıların en kutsalını
en mahremini sevgilerin
ve parlarken kirpiklerinin ucunda
iki damla iksir
sana en deli şiirlerimi okuyacağım
hem bunlar gibi değil
ve dizlerine düşerken ben
en güzel şarkılarını söyleyecek
ayışığında
o kara
o hüzünlü
o güzel gözlerin...
0Awesome Comments!