Albız (Albiz, Albıs, Almış)
«Beni ol sevdügüm yanında gördükçe günisinden / Gelür aramuza girer bir albizlik eder engel.» [1]
Albız (آلبيس) eski Türklerin inanışına göre yeni doğum yapan (lohusalı) kadını rahatsız eden [2] bir şeytandır.[3] Ayrıca Atilla'nın karısının adıdır.[4] Diğer adı Yek'tir.[5] Kırkı dolmayan çocukların yalnız bırakıldıklarında Albız'ın gelip boğduğuna inanılır. Kimi yörelerde Al Karısı olarak da adlandırılır.[6]
Eski Kamlar ateşe değer verir ve su ile aniden söndürülmesine karşı çıkarlardı. Bunun Albız'ı (Şeytanı ya da kötü ruhları) rahatsız edeceğini düşünürlerdi. Bugün Müslüman Türk topluluklarında bu adet Besmele çekerek ateşi söndürme biçimini almıştır. (Albız günümüzde Kazak ve Kırgızlarda Albastı adını almış ve Karabasan yerine kullanılmaktadır.) Albız kötü ruhları temsil eden şeytandır.[7]
Albız; Uranha-Tuba Türklerinde Albis; Altay Türklerinde Almış ismini alan karakteristik bir Türk motifi olan karşımıza çıkar.[8]
Türkiye çapında "alkarısı alruh albız" gibi isimler verilen ve cadı kadın biçiminde olup bütün sebebi bilinmeyen doğum ârazlarında parmağı bulunduğuna inanılan bir sembolden bahsedilir. Halk inancına göre bütün teratik vakalara bu varlıklar sebep olmaktadır.
"Alkarısı" veya "albız" denilen bu "kötü ruh"un fiziksel özellikleri genellikle doğan çocuklarda görülen beden bozukluklarına benzemektedir. Teni kırmızı bazen kızıl tüylü tek gözlü canavar görünümlü hayvan-insan karışımı bir dev olduğuna inanılmaktadır.
Doğu illerimizde uzun süre ebelik yapmış yaşlı bir kadınla röportaj amacıyla görüştüğüm sırada "albastı" veya "kırk basması" denilen durumlarda genellikle halkın bu işi iyi bilen birisine"kırklama" denilen bir tür ritüel yaptırdığını öğrenmiştim. Eğer bu ritüelin faydası olmazsa çoğu kez yeni doğan bebeğin "albız dölü" olduğuna inanılır ve gizlice öldürülmesi gerektiğine karar verirlermiş. Bu kadının anlattığına göre tek gözlü veya organları alışılmışın dışında doğan bebeklerin "albız dölü" olması sebebiyle doğum yapılan evin ocağına atıldığı veya beze sarılarak boğulduğu vakalar çoğunluktaymış. Doğumların büyük ölçüde evlerde olması dikkate alınırsa bu vakaların sayısı hakkında herhangi bir tahminde bulunulması mümkün olamayacaktır.
Türk mitolojisinde bu motife çok sık rastlanır. Eski Mezopotamya mitolojisinde de "alu" ve "lamasthu" adındaki cinlere Yukarı Mısır bölgesinde "alabasdria" adında çocuk düşmanı bir dişi şeytana aynı biçimde inanılmakla olduğunu görüyoruz. Fakat Prof. A. İnan'ın da belirttiği gibi Türklerde olduğu kadar bu motife başka hiçbir yerde böylesine büyük önem verildiğine rastlamak mümkün değildir.[9]
Bu kelime bugün Türkiye Türkleri'nce kullanılmıyor. Bütün Türkler arasında da yalnız Altay Türklerinde almış şeklinde kullanılan bu kelime Verbetskiy lügatinde (s. 18) fena ruhlardan biri olarak gösteriliyor. Anadolu halk itikatlarındaki albastı ve alkarısı ile herhalde bir asıldan olan ve hile mânâsına gelen al kökünden gelen albızın 16. asırda Anadolu'da bulunması Türklerin kültür birliğini ne dereceye kadar sakladıklarını gösterdiği için mühimdir. Aldamak aldatmak aldanmak mastarları da herhalde aynı asıldan olacaktır. Altay'ın Şamanî Türkleri'nde "almış» şeklinde ve bir kötü ruh mânasında kullanılan albız Müslüman Türkiye Türklerinde doğrudan doğruya şeytan yerinde kullanılmıştır.[10]
«Albiz» ya da «albız»a görebildiğimiz sözlüklerde ve başka bir tarihî metinde rastlayamadık. Ancak muhtelif Türk boylarının halk inançlarında ve destanlarda geçen ve «Şerir / kötü bir ruh» olarak adlandırılan «almıs» [11] ve «almız»ın [12] aynı kökenden geldiği fark edilmektedir. Derleme Sözlüğü'nde Edirne Uzunköprü'den «albız» şeklinde derlenen kelime alıntı yaptığımız metinde آلبيسلك imlâsıyla yazıldığından «albiz» şeklinde okumanın doğru olacağı düşüncesindeyiz.[13]
-aldatmak -aldanmak vs gibi mastarlar bu kelimenin kökünden türemiştir. Bulmacalarda çokça çıkan "hile" sorusuna verilen "al" kelimesi köken itibari ile albiz kelimesinin ta kendisidir.[14]
"Albız alsın." deyimi ise Nihal Atsız'ın "Bozkurtların Ölümü" ve "Bozkurtlar Diriliyor" adlı romanlarında sıkça rastlanılan bir bedduadır ve "Şeytan alsın" anlamına gelir.
«Beni ol sevdügüm yanında gördükçe günisinden / Gelür aramuza girer bir albizlik eder engel.» [1]
Albız (آلبيس) eski Türklerin inanışına göre yeni doğum yapan (lohusalı) kadını rahatsız eden [2] bir şeytandır.[3] Ayrıca Atilla'nın karısının adıdır.[4] Diğer adı Yek'tir.[5] Kırkı dolmayan çocukların yalnız bırakıldıklarında Albız'ın gelip boğduğuna inanılır. Kimi yörelerde Al Karısı olarak da adlandırılır.[6]
Eski Kamlar ateşe değer verir ve su ile aniden söndürülmesine karşı çıkarlardı. Bunun Albız'ı (Şeytanı ya da kötü ruhları) rahatsız edeceğini düşünürlerdi. Bugün Müslüman Türk topluluklarında bu adet Besmele çekerek ateşi söndürme biçimini almıştır. (Albız günümüzde Kazak ve Kırgızlarda Albastı adını almış ve Karabasan yerine kullanılmaktadır.) Albız kötü ruhları temsil eden şeytandır.[7]
Albız; Uranha-Tuba Türklerinde Albis; Altay Türklerinde Almış ismini alan karakteristik bir Türk motifi olan karşımıza çıkar.[8]
Türkiye çapında "alkarısı alruh albız" gibi isimler verilen ve cadı kadın biçiminde olup bütün sebebi bilinmeyen doğum ârazlarında parmağı bulunduğuna inanılan bir sembolden bahsedilir. Halk inancına göre bütün teratik vakalara bu varlıklar sebep olmaktadır.
"Alkarısı" veya "albız" denilen bu "kötü ruh"un fiziksel özellikleri genellikle doğan çocuklarda görülen beden bozukluklarına benzemektedir. Teni kırmızı bazen kızıl tüylü tek gözlü canavar görünümlü hayvan-insan karışımı bir dev olduğuna inanılmaktadır.
Doğu illerimizde uzun süre ebelik yapmış yaşlı bir kadınla röportaj amacıyla görüştüğüm sırada "albastı" veya "kırk basması" denilen durumlarda genellikle halkın bu işi iyi bilen birisine"kırklama" denilen bir tür ritüel yaptırdığını öğrenmiştim. Eğer bu ritüelin faydası olmazsa çoğu kez yeni doğan bebeğin "albız dölü" olduğuna inanılır ve gizlice öldürülmesi gerektiğine karar verirlermiş. Bu kadının anlattığına göre tek gözlü veya organları alışılmışın dışında doğan bebeklerin "albız dölü" olması sebebiyle doğum yapılan evin ocağına atıldığı veya beze sarılarak boğulduğu vakalar çoğunluktaymış. Doğumların büyük ölçüde evlerde olması dikkate alınırsa bu vakaların sayısı hakkında herhangi bir tahminde bulunulması mümkün olamayacaktır.
Türk mitolojisinde bu motife çok sık rastlanır. Eski Mezopotamya mitolojisinde de "alu" ve "lamasthu" adındaki cinlere Yukarı Mısır bölgesinde "alabasdria" adında çocuk düşmanı bir dişi şeytana aynı biçimde inanılmakla olduğunu görüyoruz. Fakat Prof. A. İnan'ın da belirttiği gibi Türklerde olduğu kadar bu motife başka hiçbir yerde böylesine büyük önem verildiğine rastlamak mümkün değildir.[9]
Bu kelime bugün Türkiye Türkleri'nce kullanılmıyor. Bütün Türkler arasında da yalnız Altay Türklerinde almış şeklinde kullanılan bu kelime Verbetskiy lügatinde (s. 18) fena ruhlardan biri olarak gösteriliyor. Anadolu halk itikatlarındaki albastı ve alkarısı ile herhalde bir asıldan olan ve hile mânâsına gelen al kökünden gelen albızın 16. asırda Anadolu'da bulunması Türklerin kültür birliğini ne dereceye kadar sakladıklarını gösterdiği için mühimdir. Aldamak aldatmak aldanmak mastarları da herhalde aynı asıldan olacaktır. Altay'ın Şamanî Türkleri'nde "almış» şeklinde ve bir kötü ruh mânasında kullanılan albız Müslüman Türkiye Türklerinde doğrudan doğruya şeytan yerinde kullanılmıştır.[10]
«Albiz» ya da «albız»a görebildiğimiz sözlüklerde ve başka bir tarihî metinde rastlayamadık. Ancak muhtelif Türk boylarının halk inançlarında ve destanlarda geçen ve «Şerir / kötü bir ruh» olarak adlandırılan «almıs» [11] ve «almız»ın [12] aynı kökenden geldiği fark edilmektedir. Derleme Sözlüğü'nde Edirne Uzunköprü'den «albız» şeklinde derlenen kelime alıntı yaptığımız metinde آلبيسلك imlâsıyla yazıldığından «albiz» şeklinde okumanın doğru olacağı düşüncesindeyiz.[13]
-aldatmak -aldanmak vs gibi mastarlar bu kelimenin kökünden türemiştir. Bulmacalarda çokça çıkan "hile" sorusuna verilen "al" kelimesi köken itibari ile albiz kelimesinin ta kendisidir.[14]
"Albız alsın." deyimi ise Nihal Atsız'ın "Bozkurtların Ölümü" ve "Bozkurtlar Diriliyor" adlı romanlarında sıkça rastlanılan bir bedduadır ve "Şeytan alsın" anlamına gelir.
1 yorum:
Aslında İblis anlamına gelir