Karabasandan Nasıl Kurtuldum

Karabasandan Nasıl Kurtuldum
İsmail İster

Deneyim #9: Çocukluğumdan beri diyebilirim, hayatımın büyük bölümünde karabasan illeti ile uğraştım durdum. Her gece olmasa da haftada muhakkak üç ya da dört gün karabasan beni ziyarete gelir ve gecemi uykumu zehir eder. Ne olduğunu bilemediğim bir şeyin vücuduma baskı yaptığını, ayaklarımdan başlayarak vücuduma yayıldığını hissediyordum. Vücûdum, ağır baskı altında idi, sesimi çıkaramıyor hareket edemiyordum. Yardıma kimseyi çağıramıyordum. Aslında yardıma çağırıyormuş gibi geliyor insana; fakat sesimi duyuramıyordum. Bu ve benzeri geceler, kâbusum olmuştu artık. Yıllar böyle geçti durdu. Tâ ki yaşım 38 olana kadar. Teyzemin oğlu, emlakçı... Ara sıra ziyaretine gider, sohbet eder, çayını kahvesini içerdim. Yine böyle bir gün, teyzemin oğlunun ziyaretine gittim. Adamın biri içeriye girdi, kiralık ev sordu. Eskişehir'den Bursa'ya yerleşmek istediğini, âcil kiralık eve ihtiyâcı olduğunu söyledi. Teyzemin oğlu, kiralık ev temin etmeye çalışırken bu amca ile dost oldum. Oradan buradan konuşurken; amca, hoca olduğunu ve bakım yaptığını söyledi. Ben de pek gerçek bir hoca ile karşılaşmadığım için içimden "Herhalde şarlatandır." diyerek pek de önemsemedim.

Bu bahsi geçen amca ile, -pardon Hoca diyeyim artık- zaman zaman karşılaşıyor, çay içerken sohbet ediyorduk. Bu arada kısa zamanda kendini çevreye tanıtmış, belli bir çevre sahibi olmuştu. Yine birgün sohbet esnasında hocaya; "Hocam benimde bir derdim var bir çözüm istesem..." dedim. Beni dinledi. Karabasandan bahsettim ona, "Kolay..." dedi. Böyle bir durumla karşılaştığında, -ki muhakkak onu bekleyeceksin- uykunda onu hissettiğinde, hemen durmadan defalarca "Bismillâhirrahmânirrahîm, Bismillâhirrahmânirrahîm, Bismillâhirrahmânirrahîm... Besmeleyi defalarca, tâ ki Karabasan üstünden gidene kadar söyleyeceksin." dedi. Ben de kendimi öyle kurdum ki, her gece Karabasanı bekler oldum . Birkaç gün geçmeden gece uykudayım; fakat hazırlıklıyım. Karabasanı bekliyorum... Geldiğini hissettim ve vücuduma doğru yayılmasını bekledim. Hiç durmadan Besmele'yi defalarca tekrar tekrar okumaya başladım.

Ne oldu biliyor musunuz? . Eşim ve ben, iki ayrı kanepede yatıyoruz. Evimizde o akşam misafir vardı. Salonda yatmak zorunda kaldık. Ben, kendimi eşimin adını avazım çıktığı kadar bağırıyormuş gibi hissettim. Eşim geldi. Elinde bir tas su, üstüme serpiştirdi. Karabasanın üstümdeyken dumanlar çıkararak yok olduğunu hissettim.yatağımdan doğruldum. Eşim, karşı kanepede. Eşime seslendim. "Ne zaman yattın?" dedim. O da uyandı. "Ne oldu?" diyerek şaşırdı. Ben de; "Şimdi elinde bir tas su ve üstüme serpiştirdin. Ne çabuk gittin yattın?" dedim. Eşim, şaşırarak; "Ben hiç uyanmadım ki; ne tası, ne suyu?" dedi.Bende durumu ona anlattım.İkimizde olanlara şaşırmıştık.

Bir gün sonra hocayı bularak durumu anlattım. Hoca, bana; eşim  gibi görünenin bir "şehit" olduğunu ve "Seni kurtaran, şehittir.” diyerek açıklama yaptı. O gün bugündür, karabasan illetinden kurtulmuş oldum.