Yunan Mucizesi Var Mıdır?



Yunan Mucizesi Var mıdır?
Mustafa Armağan

«Yunanlılar, ortak bir mekan içinde bütünleşmiş ve ortak bir hükümdara bağlı değillerdi. Dil dışında onları birleştiren pek fazla bir şey yoktu ve o bile kayda değer lehçe farklılıkları göstermekteydi (...) "Yunan" kavramının "barbar" kavramıyla yaratıldığı açıktır.» Joseph Fontana

Antik Yunanlıların eşi menendi olmayan bir "mûcize" gerçekleştirdikleri tezi, kendi karanlık dünyasına fener tutmak için çırpınan Avrupalı aydınlar, mal bulmuş Mağribi'ye çevirmiş olup "bu çürük ipliğe hülyâ dizmeye" kalkmışlardır.

Neden Avrupalı aydınlar, bu denli gayretle atıldılar "Yunan mûcizesi"nin üzerine?

Rönesans yıllarında Avrupalı aydınlar, ele gelir neleri varsa Müslümanlardan aldıklarını pekâla biliyor ve aslında Müslümanlar karşısında içine düştükleri ağır aşağılık kompleksinden kurtulabilmek için onların hâricinde bir tutamak arıyorlardı da ondan.

İşte sözde "Yunan mûcizesi", aydınların Müslümanlar karşısında içine düştükleri bu iflâh olmaz aşağılık kompleksine bir tür sahte devâ olarak sunulmuş ve bulunduğunda, nicedir göklerde aradıkları "Arşimet noktası" işlevini görmüştü. Yani kültürel kaldıraç.[1:5]
Nitekim "Yunan mûcizesi" iddiası, hiçbir işe yaramadıysa bile Yunanistan topraklarının Osmanlı Devleti bünyesinden koparılması için Avrupa çapında romantik bir heyecan ve eylem dalgasına yol açmıştı. Aralarında İngilizlerin cins şairi, Lord Byron'un da katıldığı giderek sesi yükselen uluslararası propagandalar, büyük güçlerin de desteğini arkasına alarak nihayet 1832 yılında bağımsız bir Yunanistan devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktı.



Oysa ne o gün Yunanistan topraklarında yaşayanlar, Eflâtun (Platon) ve Aristo'nun torunlarıydılar; ne de ortada herhangi bir "mûcize" bulunuyordu. Üstelik Martin Bernal'in "Black Athena" adlı 4 ciltlik çalışmasında yetkinlikle ortaya çıkardığı gibi, "Yunan mûcizesi" diye bilinen mâlum uygarlığı kuranlar, bildiğimiz Yunanlılar değil; siyah derili Afrikalılardı, yani Fenikeliler ve Mısırlılar!

Martin Bernal, bir Çin tarihçisi iken, ilgisi zamanla Yunan (Grek) medeniyetine ve onun Afrika ve Asya'daki kökenlerine yöneliyor. Araştırdıkça görülüyor ki; bugün, hemen bütün "uygarlık tarihleri"nde tadından yenmez iltifatlara boğulan "Yunan mûcizesi", bir efsaneden ibarettir.

Yalnız Martin Bernal'in iddialarının en büyük delili, bizzat Yunanlılardan gelmektedir. Meşhûr Heredot'tan şair Homer'e, filozof Eflatun'dan tarihçi Tukudides'e kadar pek çok kaynağa başvuran Bernal, bu hükemânın (bilgelerin) Yunan medeniyetini kendinden önceki medeniyetlerden, özellikle de Mısır ve Fenike'den bağımsız, yeni ve özgün bir oluşum gibi görmediklerini, hatta medeniyetlerini besleyen kaynakların buralardan geldiğinin pekala bilincinde olduklarını gösteriyor. Hatta yazardan, şöhreti çağları aşan Geometrici Öklid'in ömrünün neredeyse tamamına yakınını Mısır'da geçirdiğini öğrenmek, Avrupa'nın yalanlarına ne denli mesafeli yaklaşmak gerektiğini bir kere daha gösteriyor olmalı.

Bu durumda iki Yunanistan modeli çıkıyor karşımıza. Birincisi, antik Yunan'ın kendisi, ikincisi de 18. yüzyılın sonları ile 19. yüzyılın başlarında, özellikle de ırkçı ve romantik hareketler tarafından icâd edilen "Yunan mûcizesi". Yazarımız, bu iki olgunun dikkatle ayrılması gerektiğinin altını çiziyor kitabında.



Avrupa medeniyetinin çocukluk dönemi olarak adlandırılan Yunan medeniyetinin aslında Doğulu değil, Batılı bir kaynağa bağlanması, Asya ve Afrika'nın ürünü olduğunun vurgulanması, elbette bugün bu mirasın rantını yemekte olan Yunanistan devletini rahatsız etmiştir ve karşı atağa geçerek Amerika Birleşik Devletleri'nde "Black Athena"nın satıldığı kitapçılara panzehir kâbilinden yazdırdığı kitapları (Mesela: Mary Lefkowitz'in "Not Out of Africa"sı) [2:5] dağıttırmakta ve her "Black Athena" alana bir tane de panzehirinden verilmesini sağlamaktadır. (Adamlar, sermayeleri elden gitmesin diye neler yapıyor, değil mi? Bir de bizim gibi dört bir taraftan makineli tüfek hücumuna uğrasalardı, neler yapmazlardı?)

Kuşkusuz, Bernal'le sınırlı olmayan bu anlamlı çıkış, egemen Avrupa devletlerinden temellerinden birinin daha çökertilmesi anlamına geliyor. Eğer o çok şişirilen "Yunan mûcizesi" balonu, Doğu / Afrika medeniyetlerinin bir uzantısı, hatta Fenikeliler'in Yunanistan'ı sömürgeleştirip kurdukları uygarlığın kalıntısı ise, arkeolojiden sanat tarihine, siyâsî düşünceler tarihinden felsefe ve bilim tarihine kadar pek çok alanın tarihlerinin sil baştan yazılması anlamına gelmektedir.

Bernal, hakikati gizleyen beyaz (Aryanist) tarihçilerin fesatlığına inanır. 19. yüzyılda geliştirilen bilimsel yöntemler, sadece hakikati gizlemeye hizmet etmişlerdir. Ona göre medeniyet, Afrika'da siyah halklar arasında başlamış, fakat sonradan Avrupalılarca çalınmıştır. Biz, "Yunan mûcizesi" iddiasında, "çalınmış bir miras" karşısında bulunuyoruz.

Velhasıl "Yunan mûcizesi" iddiası, 19. yüzyılın başlarından daha geriye gitmeyen Avrupalı Romantiklerin icâd ettikleri büyük bir yalanı, dünya ölçeğinde pazarlama başarısından başka bir şey değildi.[3:5]
Nitekim Azra Erhat gibi "Yunan hayranı" sanılan bir aydınımız bile, Mitoloji Sözlüğü'nün önsözünde "Yunan mûcizesi" balonunu söyle patlatmıştı;

«Son yıllara dek, "Yunan mûcizesi" diye bir balon uçup dururdu. Batı dünyası, insan değerlerinin dile geldiği ve büyük sanat yapıtlarıyla ölümsüzlük kazandığı tek kaynağın Yunan-Roma uygarlığı olduğuna inanırdı. Bu dar görüşlü açıdan bakınca, "Yunan mûcizesi"ni yaratan asıl kaynak ve etkenlerin ne olduğu araştırılmaz, görmezden gelinirse; bu inancı sarsacak bir bulut ortaya çıktı mı, bile bile ve bilimselliğe aykırı bu tek yönlülükle tartışmaya giderek kavgaya girişilirdi.» [4:5][5]
Kaynak ve Dipnotlar

[1] "Yunan mûcizesi" için bknz. Gilbert Murray, "Yunan Medeniyeti Niçin Edebîdir?", çev. Osman Derinsu, İstanbul 1940, Güzel Sanatlar Akademisi Neşriyatı, No:11.
[2] Mary L. Lefkowitz, "Not Out of Africa, How Afrocentrism Became an Excuse to Teach Myth as History", New York 1997.
[3] Martin Bernal, "Black Athena". Bu önemli eserin iki cildinin Türkçe Tercümesi için bknz. "Kara Atena: Eski Yunanistan Uydurmacası, Nasıl İmal Edildi? (1785-1985)", çev. Özcan Buze, Kaynak Yayınları, İstanbul 1998.
[4] Azra Erhat, "Mitoloji Sözlüğü", Remzi Yayınları, İstanbul 1972. s.8.
[5] Mustafa Armağan, "Avrupa'nın 50 Büyük Yalanı", Timaş Yayınları, İstanbul 2009, s.63-65.