Duyun-u Umumiye
Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyıl ortalarından başlayarak Avrupa bankalarından aldığı borçların ödenmesini denetleyen kurumdu. "Genel Borçlar" anlamına gelen Duyûn-i Umûmiye, kurulduğu tarih olan 1981'den sonra Osmanlı Devleti'nin ekonomik ve mâlî yaşamı üstünde etkili rol oynamıştır.
Osmanlı Devleti, ilk kez 1854'te Kırım Savaşı sırasında dış borç almıştı. Ama savaşın bitiminden sonra da dış borç alma alışkanlığı sürdü ve Osmanlı Devleti, mâlî bakımdan her sıkıntıya düştüğünde Avrupa bankalarından borç almaya çalıştı. Bu tutum, Osmanlı Devleti'ni bir yarı sömürge durumuna düşürmeye çalışan Avrupa ülkelerinin de işine geliyordu. Osmanlı yönetimi, 1854-1874 yılları arasında 15 kez dış borç aldı ve sonunda mâlî iflâsın eşiğine geldi. 1875'te bir kararname çıkararak vâdesi gelen borç taksitlerinin ancak yarısını ödeyebileceğini açıkladı. Ama bu sözünü de yerine getiremeyen Osmanlı yönetimi, Mart 1876'da hiçbir ödeme yapamaz duruma düştü. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşıyla büyük bir mâlî çöküntüye uğrayan Osmanlı Devleti, ülke içinde Osmanlı Bankası'yla Galata Bankerleri'ne olan borçlarını da ödeyemeyeceğini açıkladı. Bütün bu gelişmeler, iç ve dış mâlî çevreleri, alacaklarını toplayabilmek için çareler aramaya yöneltti. Osmanlı Devleti, önce iç borçları ödemek amacıyla alacaklılarla anlaşmaya çalıştı. 1879'da imzalanan bir anlaşmayla bu borçlara karşılık olarak damga, içki, balık avı, tuz ve tütünden alınan vergilerin 10 yıllık tutarını alacaklılara bıraktı. Ama Osmanlı Devleti'nin iç borçlara öncelik tanıması, Avrupa devletlerinin tepkisine yol açtı. Bunun üzerine iç ve dış borçların birleştirilmesi yoluna gidildi ve uzun süren görüşmelerden sonra, 1881'de bir uzlaşmaya varıldı. Buna göre damga, içki, balık avı, tuz, tütün ve ipekten alınan vergilerden elde edilecek vergilerin tümü, borçlar bitene kadar alacaklılara ayrılacaktı. Bu vergilerin toplanmasını denetlemek, elde edilen geliri iç ve dış alacaklılar arasında paylaştırmak amacıyla Düyun-i Umumiye örgütü kuruldu. Osmanlı Devleti'nin mâlî sıkıntıları sürdüğünden, 1881'den sonra da dış borç alma yoluna başvuruldu. 1886-1908 yılları arasında 14 kez dış borçlanmaya gidilmesi, Duyun-u Umumiye'nin gücünün daha da artması sonucunu doğurdu. 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanından sonra da durum, pek fazla değişmedi. Hele 1914'te I. Dünya Savaşı'nın başlaması, devletin mâlî yükünü daha da artırdığından, Duyun-i Umumiye örgütüyle olan ilişkiler, önemini korudu.
I. Dünya Savaşı sonunda Avrupa'da siyasâl koşulların değişmesi ve Anadolu'da Kurtuluş Savaşı'nın başarıya ulaşması, Duyun-u Umumiye'nin yazgısını belirledi. Ankara hükümeti, Lozan Barış Antlaşması'yla Osmanlı Devleti'nin borçlarından Anadolu'ya düşen payı ödemeyi kabul etti. Karşılığında da Duyun-i Umumiye'nin vergi gelirlerini denetleme yetkisi kaldırıldı. Türkiye'de etkinliklerine son verilen örgüt, yalnızca ödenen borcu alacaklılara paylaştıran bir mâlî kurum konumuna geldi. Türkiye Cumhuriyeti, Duyun-i Umumiye'ye olan borcun son taksitini, ilk dış borcun alınmasından tam bir yüzyıl sonra, 1954'de ödedi.[1]
Kaynaklar
[1] Temel Britannica, "Düyun-ı Umumiye" maddesi, c. 6, s. 33.
0Awesome Comments!