Bilge Tonyukuk


Bilge Tonyukuk

Bilge Tonyukuk (pinyin: tūnyùgǔ, Çince adı: Ashide Yuan-zhen ; pinyin: āshǐdé yuánzhēn; 646-724), [1] adı bilinen ilk Türk yazar, tarihçi ve büyük devlet adamıdır.[2] Tonyukuk, Göktürk Kağanlığı'nın yabgu'sudur.[1] 646 yıllarında Çin'de doğmuştur. Göktürk Devleti'nin kurucusu Kutlug Kağan başta olmak üzere Kapağan Kağan ve Bilge Kağan'a danışmanlık yapmış, meclis başkanlıklarını yürütmüştür.[3]

Tonyukuk kelimesi, "giysisi yağlı" manasına gelmektedir. O dönemde, lekeli bir giysi, zenginlik ve cömertlik belirtisiydi.[4][1] Orhun Yazıtlarında ismi, " height="16" width="53" border="0 olarak yazılmıştır.[1] İyi bir stratejist ve taktik ustası olmasından ötürü, batılı Türkologlar onun için“Türkler'in Bismarc'ı” ifadesini kullanır.[3]

Bilge Tonyukuk, "Aşina" ailesinin akrabalarından Göktürk "Aşide" ailesindendir. Asena, Türk mitolojisinde dişi bir kurt adıdır. O, "tamamen şaman simgesi" olup, bir Göktürk milli söylencesiyle birleştirilir.[5][1]. Göktürkler ve diğer Türk göçebe imparatorluklarını kurucusu ve yönetenleri, Aşina sülalesindendir.[6][1] Milattan sonra 8. asırda Göktürkler devrinde yaşamış İlteriş (Kutluk) Kağan, Kapağan Kağan, Böğü Han ile Bilge Kağana baş vezirlik yapmış, bazı savaşlarda başkomutan olarak vazife görmüştür.[2] Kağanlara her konuda danışmanlık yapan Tonyukuk, "bilge" bir kişiydi. Bilgelik kağanlar için olduğu kadar, vezirler için de önemli bir özellikti. Bilgeliği ve ileri görüşlülüğü ile kağanların zaman zaman yapmayı düşündükleri hatalı işleri engellemiştir.[7]

Gök-Türk tarihinin 50 yıllık fetret devrinin sonunda, kitabeler yolu ile çok iyi tanınan, Aşına soyundan, Kutlug (Çince'de Ku-to-lo) istiklal savaşına girişti (680). Türk Milleti'nin eski hür ve müstakil hakanlık çağının hasreti içinde olduğunu sezen Kutlug, kendinden önceki mücadeleleri de takip ediyordu: Çin'deki bazı Türk zümrelerinin aynı maksatla başa geçirdikleri Ni-şu-fu davayı kaybederek kesilen başı Çin başkenti Lo-yang'a götürülmüş (679), mücadeleye devam eden, yine Aşına soyundan Fu-nien kalabalık Çin kuvvetleri karşısında yenilerek 53 arkadaşı ile birlikte Lo-yang çarşısında idam edilmişti (Ağustos 681). Bu sırada Kuzey Çin'de bulunan ve Türk kütlelerinin derin istiklal arzusunu gerçekleştirmek azmi ile ortaya atılan Kutlug, gizlice teşkilat kurarak etraftaki Gök-Türk ileri gelenlerini ve halkını vazifeye çağırdı. Süratle yayılan harekete katılanların sayısı kısa zamanda 5 bine yükseldi. Davete koşanlar arasında, II. hakanlık devrinde Gök-Türkler'in ünlü devlet adamı ve kumandanı Tonyukuk da vardı.

Kutlug ile Tonyukuk önce, 681'de Kuzey Çin'deki Yün-çu eyaletine baskın yaparak 30 bin civarında at, koyun, deve elde ettiler ve yeni gelenlerle kuvvetlenerek Göbi çölü ile Orhun ırmağı arasına çekildiler. Çugay Kuzı (Çince Çung-tsai, Ötüken'in güneyinde)'yı yazlık ve daha Güneydeki Kara Kurum'u kışlık merkezi yaparak hazırlıklarını tamamladılar. İlk hedefleri Ötüken idi.

İlteriş öldüğü zaman biri 8 yaşında (Bilge), diğeri 7 yaşında (Kül Tegin) olmak üzere iki oğul bırakmıştı. Kardeşi 27 yaşındaki Kapagan (veya Kapgan), hakan oldu (692-716). Çin kaynaklarında adı Mo-ç'o (Türkçe aslı, Bekçor) diye geçen Kagan, Türk tarihinin büyük fatihlerinden biridir. Tonyukuk devlet müşavirliği vazifesini yapıyor, kardeşi, yeğenleri ve oğulları yavaş-yavaş Gök-Türk hakanlığının seçkin simaları olarak beliriyorlardı.[8]

Tonyukuk Çin'de doğmuş büyümüş olduğundan Çin'in Türklerle ilgili amaçlarının neler olduğunu çok iyi biliyordu. Bu nedenle Göktürklerin Çin ile olan ilişkilerinde dikkatli olunmasını istiyordu.[9]

Bilge Kağan Çin ile iyi geçinmek arzusunda idi. Bunun lüzumuna, Tonyukuk'un da Çin'in kuvvetli, Gök-Türklerin ise yorgun ve ihtimama muhtaç oldukları hususundaki kanaati neticesinde inanmıştı. Fakat sığıntı Gök-Türk prensi ile etrafındakileri Bilge'ye karşı silahla mücadeleye teşvik eden Çin, Türklerin durumunu istismar hevesi ile Gök-Türk barış teklifine (721) 300 bin kişilik bir ordu hazırlamakla cevap verdi. Aynı zamanda Ki'tanlar ve Tatabılar'ın askerî desteğini elde eden Çin, Beş-balık'taki Basmıllar ile de anlaşmıştı. Nazik durum büyük devlet adamı ve stratejist Tonyukuk tarafından kurtarıldı.

Onun planları, sevk ve idaresi altında önce Basmıllar mağlup edilip Beş-balık kuşatıldı. K'i-tanlar ve Tatabılar safdışı edildi (722-723), sonra yalnız başına kalan Çin şiddetli bir darbe ile baskı altına alındı: Santan (Kan-su'da) savaşında Çin ordusu bozguna uğratıldıktan ve Beş-balık zapt edildikten sonra Liang-çu, Kan-çu, Yuan-çu bölgeleri 10 sefer yapılarak ele geçirildi. Hakanlık eski zindelik ve itibarını kazanmıştı. Bütün doğu ve Tarbagatay'a kadar batı, hakanlık idaresinde idi. Hatta Bilge 717 karışıklığında Ötüken ile alakasını kesip kendi başına bir devlet durumuna girmiş olan Turgiş hakanlığını bile kendisine tabi saymaktaydı.

Bu başarılar, üç Gök-Türk büyüğünün: Tonyukuk, Bilge, Kül Tegin'in azim ve gayreti ile elde edilmişti. Çin de şüphesiz durumun farkında idi. İmparator Hüang-sung'un başkanlığında yapılan bir toplantıda şöyle konuşuluyordu:

“.. Gök-Türklerin ne zaman, ne yapacakları bilinmez. Kagan Bilge iyidir, milletini sever, Türkler'de ondan memnundurlar... Kül Tegin harp sanatının ustasıdır, ona karşı koyacak kuvvet güç bulunur... Tonyukuk ise otoriter ve bilgedir, niyetleri, kurnazlığı çoktur. İşte bu üç “barbar” aynı anlayışta olarak bir aradadırlar...” [8]

Bilge Kağan'a vezirlik yapmanın yanı sıra, ona kızını vererek kayınpederi de oldu.[3] Bilge, Kağan olduğunda, 705 yılından beri yüksek mahkeme üyeliği yapmakta iken ve Bilge'nin kayınbabası olduğu için ihtilal sırasında dokunulmayan Tonyukuk da tekrar eski vazifesi olan “Ayguçı”lığa (devlet müşaviri) getirildi. Fakat umumi bir yorgunluk, bezginlik vardı.[8]

Bilge Tonyukuk, kendi adına dikilen abideye yazdırdıklarından anlaşıldığına göre; Çin'de doğmuş, Çin esaretinden İlteriş (Kutluk ) Kağanla birlikte kurtularak Türklerin Çin esaretinden kurtuluş savaşını idare etmiş, gençlik yıllarında ataklık ve cesaretiyle, yaşlılığında da tecrübe ve bilgisi ile devletine hizmet vermiştir. Damadı Bilge Kağanın Türk milletini yerleştirmek ve Budist tapınakları açmak gibi fikirlerini reddetmiştir. Bu sebeple milleti her an at sırtında harbe hazır tutmuş ve Türklüğün İslamiyet'e girmesine zemin hazırlamıştır.[2]

Tonyukuk öldükten sonra, hatırasına Orhun'da Bayın-çokto mevkiinde bir kitabe dikilmiştir (herhalde 726-727'lerde). Yalnız Türkler'den kalma bir milli tarih kaynağı olarak değil, aynı zamanda Türk dili ve edebiyatının uzun ve kolayca okunabilen ilk abidesi olarak da kültür tarihinde mühim yer tutan bu kitabe metninin bizzat Tonyukuk tarafından kaleme alınmış olması ihtimali, Aygucı, Bilge Tonyukuk'a Türk edebiyatının adı ve şahsiyeti bilinen ilk siması olmak şerefini de kazandırmaktadır.[8] Politikayı iyi bilen, halk ruhunu derinlemesine kavramış olan bu meşhur Göktürk vezirinin kendi adına M.S. 720-725 yıllarında dikilen kitabesi, Moğolistan'ın Bayın Çoktu mevkiindedir.

Sade ve sanatsız bir dille yazılan bu kitabede; Çin esaretinin çilesinden, Çinlilerin hile ve zulümlerinden bahsedilerek halka öğütler verilir. Bazı bölümlerde de kendi hayatından bahisler vardır.

Bilge Tonyukuk kitabesinden:

“Tanrı yarlığadığı için Türk milleti içinde silahlı düşmanı gezdirmedim. Damgalı atı koşturmadım. İlteriş Kağan çalışmasaydı ona uyarak ben kendim çalışmasaydım, il de millet de yok olacaktı. Çalıştığı, çalıştığım için il, il oldu. Millet de millet oldu. Kendim artık kocadım... Şimdi Türk Bilge Kağan, Türk müstakil milletini, Oğuz milletini iyi idare ederek tahtında oturuyor." [2]

Türklerin Budizm dinine girmesini engelleyen Vezir Tonyukuk, aynı zamanda Türk milletinin surlarla çevrili şehirlere yerleşerek, Çinliler tarafından yeniden köle edilmesini de engellemesiyle bilinmektedir. Milletine her zaman yol gösterici olan Tonyukuk, açlıktan tokluğa, kölelikten bağımsızlığa erişen milletinin yaşayışını şöyle anlatıyor:

“Karakurum'da tavşan yiyerek, geyik yiyerek oturuyorduk. Budunun boğazı tok idi. Düşmanımız, çevrede ocak gibi idi. Biz, ateş idik.”

Doğum tarihi bilinmese de, Tonyukuk'un ölümü 726 (Kimi kaynaklarda 725) yılına rastlar. Tonyukuk'un hatırası, ölümünden sonra Bilge Kağan tarafından Bain-Cokto adlı mevkide yaşatıldı.[3] Gök Türk istiklal savaşı hazırlıklarından itibaren, İlteriş, Kapağan, Bilge zamanlarında devlete 46 yıl hizmet eden, savaşlarında hiç başarısızlığa uğramayan, “Boyla Baga Apa Tarkan” ünvanlarını taşıyan “bilge” ve stratejist Tonyukuk, hakanlığın ordusunu, maliyesini, adliyesini tanzimde başta geliyordu.

Çin kaynaklarında bile Tonyukuk'un bu meziyetleri belirtilmekte ve “Aygucı” olarak hakanlar üzerindeki tesirini, aynı zamanda o çağın dini kültürel cereyanlarını nasıl yakından takip edip Türk milleti açısından değerlendirdiğini gösteren deliller verilmektedir: Bilge Kağan, Çin'de olduğu gibi, Türk ülkesinde de şehirleri surlarla çevirtmek, hisarlar yaptırmak istiyordu. Tonyukuk, şöyle itiraz etmiştir:

“Bunlar olmamalı. Biz ömrünü sulu ve otlu bozkırlarda geçiren bir milletiz. Hayat tarzımız bizi daima harp egzersizi içinde tutmaktadır. Gök-Türklerin sayısı Çinlilerin yüzde biri bile değildir. Başarılarımız yaşayış tarzımızdan ileri gelir. Kuvvetli zamanlarımızda ordular sevk eder, akınlar yaparız. Zayıf isek, bozkırlara çekilir, mücadele ederiz. Eğer kale ve surlar içine kapanırsak, T'ang orduları bizi kuşatır, ülkemizi istila eder...”.[8]

Tonyukuk Bengü Taşı

1. Taş, 1. Yüz. (Batı yüzü)

  • Bilge Tonyukuk'um. Kendim Çin ülkesinde doğdum. Türk bodunu Çin'e bağlı    idi.
  • Türk bodunu (bir) baş bulamadan Çin'den ayrıldı, (bir) baş buldu. (O)    başı bırakıp Çin'e yine döndü. Teñri şöyle demiş beliğ: "Baş verdim,
  • Başını bırakıp geri döndün. Döndüğün için Teñri öldürmüştür beliğ". Türk bodunu öldü, eridi, yok oldu. Türk Sir bodununun yurdunda
  • boy kalmadı. Uzakta, dışarıda kalmış(lar) toparlanıp yediyüz oldu(lar).    İki bölüğü atlı, bir bölüğü yaya idi. Yediyüz kişiyi
  • yöneten büyükleri şad idi. "Katıl" dedi, katılanı ben oldum:Bilge    Tonyukuk... Kağan mı kılayım dedim. Düşündüm. Sıska boğa (ile), semiz boğa    arkaya
  • tekme atsalar, semiz boğa mı, sıska boğa mı attı diye bilinmez imiş    deyip çokça düşündüm. Ondan sonra Teñri bilgi verdiği için, özüm, kendim    kağan kıldım. Bilge Tonyukuk, Boyla Bağa Tarkan
  • ile İlteriş kağan olunca Güney'de Çin'i, Doğu'da Kıtayn'ı, Kuzey'de    Oğuz'u pek çok öldürdü. Bilgesi, çavuşu ben kendim idim. Çoğay'ın Kuzeyi'nde    Kara Kumuğ'da oturur idik.
1. Taş, 2. Yüz. (Güney yüzü)

  • Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturur idik. Bodunun boğazı tok idi.    Yağımız çevrede ocak gibi iken (biz) ateş gibi idik. Öylece otururduk. Yörük    Oğuzlarından tanık geldi.
  • Tanığın sözü şöyle: "Dokuz Oğuz bodunu üzerine kağan oturdu." der. Çin    yönüne Konı Paşa'yı göndermiş. Kıtayn yönüne Toñra Esim'i göndermiş. Söz    böyle: "Azıcık Türk bodunu
  • yürüyor imiş. Kağanı alp imiş. Danışmanı bilgili imiş. O iki kişi var    olursa seni (de), Çin'i (de) öldürecek derim. Doğu'da Kıtayn'ı öldürecek    derim. Beni, Oğuz'u
  • öldürecek derim. Çin Güney'den yana değsin, Kıtayn Doğu'dan yana değsin,    ben Kuzey'den yana değeyim. Türk Sir bodunu yerinde dursun. (Onun)    ilerlemesi dahi dursun, (onu) yok edelim
  • derim.". O sözü işitip gece uyuyasım gelmedi, gündüz oturasım gelmedi.    Ondan ötürü kağanıma açıldım. Şöyle açıldım:"Çin, Oğuz, Kıtayn, bu üçü    birleşirse
  • biz kala kalacağız. Kendi içi dışarıdan tutulmuş gibiyiz. Yufka    gücündekinin delinmesi ucuz imiş. İnce gücündekini kırmak kolay. Yufka kalın    olsa delinmesi çetin imiş. İnce
  • yoğun olsa kırmak çetin imiş. Doğu'da Kıyayn'dan, Güney'de Çin'den,    Batı'da Batılı'lardan, Kuzey'de Oğuz'dan iki üç bin erimiz gelecek var mı    ki? Böyle konuştum.
  • Kağanım, ben Bilge Tonyukuk konuştuk. (Kağan) Konuştuğumu işiti verdi.    Gönlünce yönlendir dedi. Kök Öñ'ü aşıp Ötüken Ormanı'na yöneldim. İnig    Köklük (denilen yer)'ün Toğul (denilen yer)'da Oğuz geldi.
  • Eri üç bin imiş. Biz iki bin erdik. Savaştık. Teñri öyle istedi    dağıttık. Irmağa düştü. Dağıttıklarımız yolda yine öldü hep. Ondan sonra    Oğuz'un tümü (bize katılmak için) geldi.
  • Getirdim bütün Türk bodunu'nu Ötüken Yeri'ne... Ben kendim Bilge    Tonyukuk Ötüken Yer'e konmuş diye işitip Güney'deki bodun, Batı'daki,    Kuzey'deki, Doğu'daki bodun (bize katılmak için) geldi.
1. Taş, 3. Yüz. (Doğu yüzü)

  • İki bin erdik biz. İki ordu(muz) oldu. Türk bodunu kılındığından, Türk    Kağanı oturduğundan beri Şantuñ kentine, Taluy ırmağına ulaşmış yok imiş.    Kağanıma söyleyip ordu ilettim.
  • Şantuñ kentine, Taluy ırmağına değdirdim. Yirmi üç kenti kırdı. Usu    yıprandı. Otağda yatıp kalırdı. Çin kağanı yağımız idi. On Ok kağanı yağımız    idi.
  • Dahası Kırkız'ın güçlü kağanı yağımız oldu. O üç kağan sözleşip "Altun    ormanı üstünde buluşalım" demiş. Öyle anlaşmışlar. "Doğu'da Türk Kağanı'na    saldıralım" demiş. "Ona doğru saldırmazsak nice ne eder o bizi...
  • Kağanı alp imiş. Danışmanı bilge imiş. Nice ne edip kesinlikle    öldürecektir. Üçümüz birleşip sü salalım. Onu yok kılalım." demiş. Türgiş    Kağanı öyle demiş. "Benim bodunun oraya ulaşır." demiş.
  • "Türk bodunu yine karışıktır." demiş. "Oğuz'u yine sıkıntıdadır." demiş.    O sözü işitince gece yine uyuyasım gelmez idi. Oturasım gelmez idi. Orada    düşündüm.
  • İlk Kırgız'a salmamız iyi olur dedim. Kögmen'in yolu bir imiş, (ama)    kapalı imiş diye işitip bu yolu yürür isek yaramayacak dedim. ..... kılavuz    istedim. Çölüg İz eri buldum.
  • Kendim az yerim, onu beslerim ..... imiş. Bir at yolu imiş. Onun (ile)    gitmiş. Ona söyleyip bir atlı gitmiş diye o yolu yürürsek iyi olur dedim.    Düşündüm. Kağanıma
1. Taş, 4. Yüz. (Kuzey yüzü)

  • söyledim. Ordu yürüttüm. "Attan in" dedim. Aktermil'i geçince    yorgalattım. At üstüne bindirerek karı söktüm. Yukarıya at yedekleyip    yaya... ağaç(lara) tutunarak çıkarttım. Öndeki er
  • geçince ... Ibrık (ırmağı)'ı aştık. Yobul (dağı)'u indik. On gecede    yanındaki Tuğ'un berisine vardık. Kılavuz yeri şaşırıp boğazlandı. Bunalan    Kağan "koşturu verin" demiş,
  • "Anı suyuna varalım"... O suyun yanına vardık. Aş yemeğe attan indirdik.    At(lar)ı iyice dinlendirdik. Gündüz de gece de koşturup vardık. Kırgız'ı    uykuda bastık.
  • Süngüyle açtık. Ka(ğa)nı, ordusu derlenmiş. Savaştık, sançtık. Ka(ğa)nını    öldürdük. Kağan'a Kırkız bodunu tutsak oldu, baş eğdi. Geri döndük. Kögmen    ormanına beri geldik.
  • Kırkız'dan döndük. Türgiş kağanın(ın yanın)dan gözcü geldi. Sözü şöyle:    "Doğu'dan kağana doğru ordu yürütelim demiş. Yürütmezsek o bizi [(ki) kağanı    alp imiş, danışmanı bilge imiş] ne çağda, nerede olsa
  • bizi kesin öldürür demiş. Türgiş kağanı dışarılamış" dedi.    "On Ok bodunu    eksiksiz dışarılamış" der. Çin ordusu (da) var imiş. O söz(ler)ü işitince    kağanım: "Ben, eve geri döneyim" dedi.
  • Katun, yok olmuş idi. "Onu yoğlatayım" dedi. "Ordu gönderin" dedi.    "Altun    ormanında oturun" dedi. "Sü başı İnel Kağan, Tarduş Şad gitsin(ler)" dedi.    Bilge Tonyukuk'a, bana söyledi.
  • "Bu orduyu yönelt" dedi. "Buyruğunu gönlünce söyle. Ben sana ne    söyleyeyim" dedi. "Gelirse yiğitçe toparlanır, gelmezse dilini sözünü alır    oturursunuz" dedi. Altun ormanında oturduk.
  • Üç çaşıt geldi. Sözleri bir: "Kağan ordu çıkardı. On Ok ordusu eksiksiz    çıktı" der(ler). "Yarış ovasında buluşalım" demişler. O sözü işitince    Kağan'a o söz(ler)i ilettim. Kağan'dan (bu) söze karşılık
  • geldi. "Oturun" diye demiş. "Öncüyü, gözcüyü iyice vur. Baskın    yaptırtma" demiş. Bög (kapağan) Kağan bana öyle söylemiş. Apa Tarkan'a içre    (gizli) söz göndermiş: "Bilge Tonyukuk korkar, o kendisi o yanılır.
  • Ordu yürütelim derse onamayın". O sözü işitince ordu yürüttüm. Altun    ormanını yol aramadan aştım. İrtiş ırmağını geçitsiz yerinden geçtik. Gece    de gittik. Bolçu'ya tan atmadan değdik (ulaştık).
2. Taş, 1. Yüz. (Batı yüzü)

  • Ulak getirdiler. Sözü şöyle: "Yarış ovasında on tümen er toplandı" der.    O sözü işitince beğlerin hepsi
  • "Dönelim, arı uslu olmak iyidir" dediler. Ben şöyle derim; ben Bilge    Tonyukuk: "Altun ormanını aşıp geldik, İrtiş ırmağını
  • geçip geldik. Gelmiş(ler)i alp dedi, duymadı. Teñri, Umay, Iduk Yer Su    bası verdi beliğ. Niye kaçıyoruz?
  • Çok diye niye korkuyoruz? Azız diye neden (kendimizi) aşağılayalım. Akın    edelim" dedim. Akın ettik. Yayıldık. İkinci (kez) çok geldi(ler).
  • Yanar gibi kızıp geldi(ler). Savaştık. Bizim iki üç katımız artık idi(ler).    Tañrı bağışladığı için, çok(turlar) diye biz
  • korkmadık, savaştık. Tarduş Şadar'a kadar yayıldık. Kağanını tuttuk.    Yabgusunu, şadını
  • orada öldürüldü. Elli kadar er tuttuk. O aynı gece bodununa bilgi    gönderdik. O sözü işitip On Ok beğleri, bodunu hep
  • geldi, baş eğdi. Gelen beğlerini, bodununu eğitip, düzenlettim. Az bir    bodun kaçmış idi. On Ok ordusunu yolladım.
  • Biz de ordu saldık. Anı'ya erdik. Yinçü Irmağı'nı geçip Tinsi Oğlu    denilen kutsal Ek dağına erdirdim.
2. taş, 2. yüz. (Güney yüzü)

  • Temirkapı'ya doğru eriştik. Oradan döndük. İnelkapı'ya, ....up dağa    Tezik, Tokursın'(a)?
  • oradan, Yirük'i aşıp başlayarak Ardak bodunu hep geldi, o gün (içinde)    değdi. Türk bodunu Demirkapı'ya, Tinsi Oğlu
  • Tinsi Oğlu denilen dağa ulaşmışlığı yok imiş. O yere de ben Bilge    Tonyukuk ulaştırdığım için
  • kızıl altun, ak gümüş, kızıl uduz?, gerit? kazancı uğraştırmadan    getirdi. İlteriş Kağan bilgesi ....
  • İli için Çin ile onyedi (kez) savaştı. Kıtayn ile yedi (kez) savaştı.    Oğuz ile beş (kez) savaştı. Bun(lar)da danışmanı
  • yine ben kendim idim. Danıştığı yine ben kendim idim. İlteriş Kağan    öldü. Türk Bögi (Kapağan) Kağan'a, Türk Bilge Kağan'a
2. Taş, 3. Yüz. (Doğu yüzü)

  • Kapağan Kağan yirmiyedi yaşında .... idi. Kapağan Kağan oturdu. Gece    uyumadı,
  • Gündüz oturmadı. Kızıl altun (para) döktü, ak gümüş (para) döktü. İşi,    gücü ona kendim verdim. Uzaklara öncü(leri) ben gönderdim.
  • Savunmayı, gözleme yerlerini kendim büyüttüm. Yağıya bağırdığımda,    kaçırır idim. Kağanımla (birlikte) savaştık. Teñri bağışladı(ğı için)
  • bu Türk bodunu'na pusatlı yağıyı yaklaştırtmadım. Damgalı atı    yürüttürmedim. İlteriş Kağan kazanmasaydı
  • ve de ben kendim kazanmasaydı il yine, budun yine yok olacak idi.    Kazandığı için ve de kendim kazandığım için
  • il yine il, bodun yine bodun oldu. Kendim yaşlı oldum, ulu oldum. Hangi    yerde kağanlı boduna
  • .......... böylesi var ise ne sıkıntısı var olur imiş.
  • .......... Türk Bilge Kağan ilinde yazdırdım. Ben Bilge Tonyukuk.
2. Taş, 4. Yüz. (Kuzey yüzü)

  • İlteriş Kağan kazanmasaydı, yok olsa idi, ben kendim Bilge Tonyukuk    kazanmasaydım, ben yok olsa idim,
  • Kapağan Kağan'ın Türk Sir bodun'u yerinde boy da, bodun da, kişi de yok    olacak idi.
  • İlteriş Kağan, Bilge Tonyukuk kazandığımız için, Kapağan Kağan'ın Tür Sir bodun'unun yürümesi bundandır.
  • Türk Bilge Kağan'ı, Türk Sir bodun'unu, Oğuz bodun'unu besleyip oturuyor.[10]
Vizier Tonyukuk (English)

He is the first known Turkish writer and historian. He worked as a counselor for Kutlug Khan, the founder of Gokturk State as well as Kapagan Khan and Bilge Khan, and conducted the post of their council chairman.

It is understood from the epitaphs he erected in his name, that he was born in times when Gokturks were under captivity by Juan Juan State. He escaped captivity together with Kutlug Khan and took part in establishment of Goktur State.

He not only served as vizier to Bilge Khan but also married his daughter to him and became his father-in-law. Since he was a good strategist and tactician, western Turkologists call him as the "Bismarc of Turks".

Tonyukuk talks about himself as follows in his epitaph:

"Since God vouchsafed, I did not let armed enemy walk around in Turkish Budun. I did not run marked horse. If Ilteriş Khan did not work and I did not work obeying him, this nation was to be eliminated. Since I worked, it became provinces and nations. Now I am old. Now Bilge Khan leads his nation governing Turks well".

Vizier Tonyukuk, who prevented Turks' conversion into Buddhism also prevented Turks' settling down in cities surrounded by ramparts and being enslaved by Chinese again. Tonyukuk who always guided his nation, explains as follows the life of his nation which reached comfort from hunger, and independence from slavery: We were eating rabbits and deers in Karakurum. The nation was full. Our enemies were like furnace nearby. We were fire. Although his date of birth is not known, his death is in 726. His memory was reminded in a place named Bain-Cokto by Bilge Khan.[11][12]

Kaynaklar ve Dipnotlar

[1] http://tr.wikipedia.org/wiki/Tonyukuk
[2] Yeni Rehber Ansiklopedisi, "Bilge Tonyukuk" maddesi, İhlas Gazetecilik, İstanbul 1993, x:4, s.26.
[3] www.msxlabs.org/forum/edebiyat-tr/58826-tonyukuk-tonyukuk-kimdir-tonyukuk-hakkinda.html
[4] Jean-Paul Roux, "Histoire des Turcs"
[5] André Wink. "Al-Hind: The Making of the Indo-Islamic World". Brill Academic Publishers, 2002. ISBN 0391041738. Page 65.
[6] Findley, Carter Vaughin. "The Turks in World History". Oxford University Press, 2005. ISBN 0195177266. Page 38
[7] www.msxlabs.org/forum/satirlarla-turkiye/24416-vezir-tonyukukun-olumu.html
[8] www.nihalatsiz.org/ikincigokturk.htm
[9] http://okulweb.meb.gov.tr/71/03/396125/bilge.htm
[10] www.nihalatsiz.org/tonyukuk.htm
[11] www.ozturkler.com
[12] www.biyografi.net/kisiayrinti.asp?kisiid=4100