Gece Korkularına ve Karabasana Karşı El-Basîr İsm-i Şerîfi

Allah'a sığınmak, hadisi şerifفَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ...
......Festeiz Billâh. (Sen, Allah'a sığın.) İnnehû Hüve's-Semîul Basîr. (Şüphesiz ki O, İşiten'dir ve Gören'dir.) (Mü'min Sûresi, 56)
Allah'ın 99 güzel ismi (Esmâül Hüsnâ)'nden biri olan El-Basîr ism-i şerîfi, her Müslümanın, gencinin-yaşlısının yaşamlarında o kulu hem korkularından ve hem de günah işlemekten koruyan nûrlu bir kalkandır.
El-Basîr, her şeyi gören Allah demektir. Âşikâr (açık) ya da gizli / saklı hiçbir şey, O'ndan uzak değildir. O, her an, her yerde bizleri görür. Her sâniyemizde bizimledir. Bizi kollar, gözetir ve tehlikelerden muhafaza eder. O, Es-Semî'dir. Ağzımızdan çıkan her sözü, hatta kalplerimizde olanı bile duyar, işitir. Dualarımızı, gönlümüzde sakladığımız yakarışlarımızı, açık ya da saklı olan niyazlarımızı... Ve El-Mucîb'dir, dualarımıza karşılık verir. El-Mümin'dir. Kendisine sığınanları kollar, gözetir ve tehlikelerden korur. Kullarının gönüllerinde imanı artırır. El-Vekil'dir. Âcizliğimize, güç yetiremediğimiz sıkıntılarımıza bize o vekil olur. O, tam bir ihlas ve imanla "Hasbînallâhu ve niğmel Vekîl." (Allah, bize yeter ve O, ne güzel bir vekildir!) diyerek kendisine sığınan kullarını her türlü şerden muhafaza eder.
El-Basîr, iffetli ve temiz olmayı, gaflet içinde bulunmamayı gerektirir. Çünkü siz, nerde olursanız olun, O, sizi görür. O'nun bizi gördüğünden gaflet içinde olmak, korku ve günahı doğurur.  Şöyle ki;
Eğer bir kul, Allah'ı yeterince tanımıyorsa ve Allah'ı tanıdığı gibi hayatını öyle yaşamıyorsa, gaflet içinde yaşıyor demektir. Gaflet, El-Basîr olan Allah'ın kendisini HER ANINDA gördüğünün farkında olamadığımız AN'lardır. Günümüzün 24 saatinde O'NUN BİZİ GÖRDÜĞÜNÜ unuttuğumuz her an, gaflet ânıdır ve bu anlar 24 saatin içinde ne kadar yer kaplıyorsa, Allah'ın bizi gördüğü, kolladığı BİLİNCİNDEN ve bu bilincin getirdiği RAHMET, HUZUR, NUR ve KORUMADAN ne kadar uzaklaşıyorsak, benliğin (nefsin) ve (kovulmuş olan) Şeytan'ın bizi ele geçirmeye, bizi günaha sürüklemeye müsait olduğu anlar, yaşamımızda o denli artıyor demektir. Çünkü Şeytan, Allah'ın huzurundan Hz. Adem'e secde etmediği için kovulmuş, ve Hz. Ademoğullarına (yani insana) düşman olmuştur. O'nun tek istediği, sizi de kendi gibi Allah'ın rahmetinden nasipsiz bırakmak, sizi de Hesap Günü'nde SONSUZ YAŞAM'dan, Allah'ın vaad ettiği Cennet'ten UZAK KALABİLMENİZ için AHRET DÜNYANIZI HEBA ETMEYE, SİZİ SIRAT-İ MÜSTAKİM'DEN AYRILMAYA, ARZU VE HEVESLERİN PEŞİNDEN GİTMEYE ÇAĞIRMAKTIR. Sizin Allah'ın sizi gördüğünden gaflet içinde olduğunuz, yani her anınızda, her saniyenizde Allah'ın sizi gördüğünü unuttuğunuz en küçük bir an dilimi, Şeytan'ın sizi tuzağına çekebilmesi için ona tanıdığımız fırsattır. Her an Allah'ın kendini gördüğünün bilincinde olan bir kul, hiç günah işleyebilir mi? Her saniyesinde, her deminde Allah'ın huzurunda olan, kendisine verilen bu geçici yaşamın sadece AHİRET DÜNYASI İÇİN bir imtihan anı olduğunun idrâkinde olan DÜŞÜNEN BİR KUL, Allah'ın karşısında, Allah'ın kendisini gördüğünü bile bile GÜNAHA YAKLAŞABİLİR Mİ? Demek ki günahın nedeni, Allah'ın kendisini her an gördüğünden gaflet içinde olmak, yani Allah'ı unutmakmış.
Gelelim korkuya. Korku da günah gibi Allah'ı unutmamızdan, Allah'ın her an bizi gördüğünden ve bizi koruyacak güce sahip olduğunun bilincinde olmamamızdan kaynaklanır. Çünkü bir mümin, sadece Allah'tan, O'nun kendisini hesaba çekeceği bir günde AHRETİNİ HEBA ETMEKTEN; NEFSİNE ZULMEDENLERDEN VE KAYBEDENLERDEN OLMAKTAN, KİTABI SAĞ TARAFINDAN VERİLENLERDEN OLAMAMAKTAN, SON NEFESİNDE ALLAH'IN KENDİSİNDEN HOŞNUT OLDUĞU NEFİS OLARAK RUHUNU TESLİM EDEMEMEKTEN KORKAR! İçinde Allah korkusu olmayan bir insan, Allah'tan gayrı her şeyden korkar: Malını kaybedeceğinden korkar, sevdiklerini kaybedeceğinden korkar, insanların kendisine zulmedeceğinden korkar, ölümden korkar, cinlerden, yırtıcı hayvanlardan, silahtan, mermiden, belalardan, başına gelecek her türlü musibetten korkar... Yani Allah'tan korkmayan, HERKESTEN ve HERŞEYDEN korkar. Sadece Allah'tan korkansa, O'ndan gayrı hiçbir şeyden korkmaz. Bu hayatın GEÇİCİ BİR İMTİHAN DÜNYASI olduğunu idrak eden, Allah'tan geldiğini ve yine Allah'a döndürüleceğini, ölümün sadece BU GEÇİCİ HAYATTAN HAKİKİ SONSUZ AHRETE AÇILAN BİR KAPI olduğunu, korkulacak olanınsa birgün kendisine verilen nimetlerden ötürü hesaba çekileceği gün, KAYBEDENLERDEN ve "NEFSİME ZULMEDENLER OLDUM. NE OLURDU DA TOPRAK OLAYDIM" diyeceği bir günün başına gelmesinden, GÜNLERLE, SAATLERLE, HAFTALARLA, AYLARLA, YILLARLA, ASIRLARLA, KATRİLYON YÜZYILLARLA ÖLÇÜLEMEYECEK SONSUZ BİR HAYATTAN, YANİ CENNET'TEN NASİBİNİ KAYBEDİP ÖMRÜNÜ BOŞ YERE HEBA ETMİŞ MÜCRİMLERİN, SONSUZA DEK YA DA GÜNAHI MÜDDETİNCE AZAP GÖRECEKLERİN YURDUNA ATILMAKTAN, HAYAT DENEN BU İMTİHANI KAYBETMEKTEN KORKAR! ALLAH'IN ASLA AFFETMEYECEĞİ KUL HAKKINA GİRMEKTEN KORKAR! ALEM-İ ERVAH'TA "BEN SİZİN RABBİNİZ MİYİM" DİYEN VE KENDİSİNİN DE "BELA... EVET, SEN BİZİM RABBİMİZSİN" DİYE ONAYLADIĞI, SÖZ ALDIĞI BİR MEKANDAN GELİP, SONRA DA VERDİĞİ BU SÖZÜ UNUTMAKTAN, SADECE KENDİ NEFSİNE ZULMETMİŞ OLMAKTAN, BİR GÜN TEKRAR YARATICISINA DÖNDÜRÜLDÜĞÜNDE ARTIK DUYACAĞI SONSUZ BİR PİŞMANLIKTAN, "KEŞKE ALLAH İÇİN YAŞASAYDIM. KEŞKE O'NUN RAHMETİNE SIĞINSA, KEŞKE O'NDAN BAŞKA MABUD TANIMASAYDIM! KEŞKE ONDAN BAŞKASINA TAPARCASINA ETTEN KEMİKTEN İNSANLARI, İDEOLOJİLERİN PEŞİNDEN KOŞUP YÜCELTMESE, TEK YÜCE OLAN'IN BENİ YARATAN, BANA RIZIK VEREN, BENİ KORUYAN, BENİ GÖZETEN, BANA AKIL VEREN, BANA RUH VEREN, BANA GÖREN GÖZ, BANA İŞİTEN KULAKLAR, BANA SÖYLEYEN BİR DİL, BANA İDRAK EDEN BİR BEYİN VEREN ALLAH'A İSYAN ETMESE VE O'NA NEFSİMİN VE ŞEYTAN'IN PEŞİNDEN GİDİP ASİ OLMASAYDIM" DİYECEĞİ BİR GÜNDEN, AMELLERİ GÖSTERİŞ İÇİN YAPILMIŞSA YÜZÜNE ÇARPILACAĞI, GÖSTERİŞ İÇİN HACCA GİTMİŞSE YÜZÜNE ÇARPILACAĞI, GÖSTERİŞ İÇİN NAMAZ KILMIŞ, ORUÇ TUTMUŞSA, İNSANLAR NE İMANLI DESİNLER DİYE MÜSLÜMAN GÖRÜNMÜŞ AMA MÜSLÜMAN GİBİ YAŞAMAMIŞSA, ANA-BABASININ HAYIR DUASINI ALAMAMIŞSA, KUL HAKKINA GİRDİĞİ VE EMEKLERİNİ SÖMÜRDÜĞÜ İNSANLARLA HELALLEŞEMEMİŞSE, HER GÜNÜN SONUNDA "BUGÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN" SORUSUNU KENDİSİNE SORMAMIŞ VE HAYAT MUHASEBESİNİ YAPMAMIŞSA... TÜM BOŞ AMELLERİNİN YÜZÜNE ÇARPILACAĞI EN BÜYÜK ZİYANKAR OLMAKTAN KORKAR!
Mümin, ölümden korkmaz. Çünkü bilir ki ölüm, bir dar ağacı değil; kendisini sonsuz hayata taşıyan nurlu bir saldır ölüm gölünde... Mü'min, Cinlerden ya da bilmem ne yaratıklardan korkmaz. Çünkü bilir ki, bu kainatta her şey, Allah'ın izni ile olur. O'nun izni olmadan bir yaprak bile yerinden kımıldamaz. Allah'ın her an kendisini gördüğünü, kendisini koruyabilecek güçte-kudrette olan El-Kadir (Her şeye gücü yeten) ismini taşıdığını, Kendisini bütün şerlerden koruyan El-Mü'min ismini taşıdığını, dualarına yanıt veren El-Mucib ismini taşıdığını bilir Rabbinin. KORUYANININ ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, HİÇ BİR VARLIKTAN KORKAR MI? VEKİLİNİN ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, KENDİSİNİ RIZIKLANDIRANIN ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, RIZIKSIZ KALACAĞI ENDİŞESİNE DÜŞER Mİ? MALININ MÜLKÜNÜN SEVDİKLERİNİN BİR İMTİHAN VESİLESİ OLDUĞUNU BİLEN, VERENİN DE ALANIN DA ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, TÜM BUNLAR İÇİN KAYGIYA DÜŞER Mİ? SULTAN'ININ ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, SAHTE SULTANLARA, DÜNYA KRALLARINA MEYLEDER Mİ? DOSTUNUN ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, DOSTUNUN KENDİSİNİ YALNIZ BIRAKACAĞINDAN KORKAR MI? DÖNÜŞÜNÜN ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, ÖLÜMDEN KORKAR MI? YAKARIŞININ ALLAH OLDUĞUNU BİLEN; ALLAH'IN KENDİSİNİ SAHİPSİZ BIRAKACAĞINI ZANNEDER Mİ? YARATICISININ ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, ALLAH'IN, YARATTIĞI BİR KULU HİÇ YALNIZ BIRAKACAĞINI, KÖTÜLÜKLERDEN KORUYAMAYACAĞINI ZANNEDER Mİ? KURTARICISININ ALLAH OLDUĞUNU BİLEN, ALLAH'TAN ÜMİT KESER VE HİÇ YE'SE DÜŞER Mİ?
ALLAH; HER AN SENİNLE VE SENİ GÖRÜYOR. ALLAH, SANA ŞAH DAMARLARINDAN DAHA YAKIN. SAHİBİN ALLAH'SA BIRAK CİNLERDEN, KARABASANDAN, ŞUNDAN BUNDAN KORKMAYI! RABBİN ALLAH'SA BIRAK VESVESE VEREN ŞEYTAN'IN ZAYIF KORKUSUNA YENİK DÜŞMEYİ! FELAK VE NAS SURESİ SANA ZIRHTIR! AYETEL KÜRSİ, SANA ZIRHTIR! HASBİNALLAHU VE NİĞMEL VEKİL, SANA ZIRHTIR! RABBİN SANA ZIRHTIR. ÜZÜLME... BIRAK FALCININ-MEDYUMUN, CİNCİNİN-KÜNCÜNÜN, MUSKACININ-ZURNACININ, HACININ-HOCANIN, ŞUCUNUN-BUCUNUN PEŞİNDEN GİTMEYİ VE KORKULARIN İÇİN ONLARA SIĞINMAYI!  FESTEİZ BİLLAH! RABBİNE SIĞIN! İNNEHU HÜVES-SEMİUL BASİR! ŞÜPHESİZ Kİ O, İŞİTENDİR VE GÖRENDİR!
...
İNNÂ LİLLÂHİ VE İNNÂ İLEYHİ RÂCİUN! (ALLAH'TAN GELDİK VE YİNE O'NA DÖNDÜRÜLECEĞİZ)http://gizliilimler.tr.gg/Kar