MİT: Yeşil, Şemdin Sakık'ı öldürmek için başvurdu, kabul etmedik

MİT: Yeşil, Şemdin Sakık'ı öldürmek için başvurdu, kabul etmedikFelat BOZARSLAN/ DİYARBAKIR,(DHA)
MİT'ten gönderilen belgede 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın bir jandarma yetkilisi aracılığı ile Şemdin Sakık'ı öldürmek için başvurduğu; ancak bunun kabul edilmediği belirtildi.

Diyarbakır 7'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen yazar Musa Anter'in öldürülmesi davasında Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan çarpıcı bir belge gönderildi. Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nda yer alan Yeşil'in Şemdin Sakık'ı öldürmek için MİT'e başvuruda bulunduğu ifadeleri üzerine, Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi, olayın doğru olup olmadığını MİT Müsteşarlığı'na sordu.

Mahkemenin talebi üzerine Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı 4 gün önce olayla ilgili cevap yazdı. 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen cevap yazısında MİT kayıtlarında inceleme yapıldığı belirtilerek, "16.02.1993 tarihinde Diyarbakır'daki bir jandarma yetkilisinin ilgili birimimizle yaptığı görüşmede; Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın teşkilatımızla ilişki kurmak istediğini, yanında Muş alan sorumlusunun bulunduğunu, Şemdin Sakık'ı öldürmeyi planladığını ve eylemden sonra İsviçre'ye gitme garantisi istediğini belirttiği, anılan teklifin kabul edilmediği hususlarının yer aldığı belirlenmiştir" denildi.

Okunduktan sonra dava dosyasına konulan filigramlı belgede MİT Müsteşarı adına Hukuk Müşaviri'nin imzası yer aldı.MAHKEMEDE TARTIŞMALAR YAŞANDI

Yazar Musa Anter'in öldürülmesi, Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle Hamit Yıldırım, halen kayıp olan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, hakkında yakalama kararı bulunan yurt dışındaki Aziz Turan (Abdulkadir Aygan) ve emekli Albay Savaş Gevrekçi'nin yargılandığı davaya Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya dosyanın tek tutuklu sanığı Hamit Yıldırım ve tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekçi katıldı. Duruşmada taraf avukatları ve Musa Anter'in oğlu Dicle Anter de hazır bulundu. Duruşmayı BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Batman Milletvekili Ayla Akat Ata da izledi.

GENELKURMAY: KORUCULAR BULUNDUKLARI YERDE ASKERLİK YAPMIYOR

Mahkeme Başkanı duruşmanın başlangıcında dosyaya gönderilen evrakları okudu. Tutuklu sanık Hamit Yıldırım'ın koruculuk yaptığı Şırnak'ta askerlik yaptığını belirtmesi üzerine talimat yazılan Genelkurmay Başkanlığı ASAL Daire Başkanlığı, Geçici Köy Korucuları'nın bulundukları yerde askerlik yaptıkları şeklinde bir uygulama olmadığı belirtti.

Bunun üzerine söz alan sanık Hamit Yıldırım, kendisiyle birlikte çok kişinin de koruculuk yaptığı yerde askerlik yaptığını, gerekirse isimlerini de verebileceğini belirtti. Hamit Yıldırım, "O dönem korucuların hepsi bulundukları yerde askerlik yaptı. Ben kendi kafama göre memleketimde askerlik yapamam. Tüm bölgede böyleydi" dedi.

YEŞİL'İN ÇALIŞTIĞINA DAİR BİLGİ YOK

Mahkemenin bir önceki duruşmada 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın hangi kurumda çalıştığına dair Jandarma, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği talimatların cevapları da dosyaya konuldu. MİT Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü, Yeşil'in kendileriyle çalıştığına ilişkin bir bilgi ve belgeye ulaşılamadığını bildirdi. MİT'ten gönderilen bir başka yazıda ise Yeşil'in bir jandarma yetkilisi aracılığıyla Şemdin Sakık'ı öldürmek için kendilerine başvurduğunu, ancak teklifin kabul edilmediği belirtildi.

Gönderilen belgeler üzerine söz alan Musa Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu, belgelere bakıldığında yargılamaya yapılan engellemenin devam ettiğini belirterek, "Yeşil gibi bir suç makinası için devletin en uzman birimleri 'görmedik, duymadık' diyorlar. Yeşil, Hasan Tanrıkulu adıyla 22 defa yurtdışına çıkmış. 1995 yılının başından sonuna kadar Habur Sınır Kapısı'ndan 14 kez çıkışı var" dedi.

UZUN TUTUKLULUK SÜRESİ TARTIŞMASI ÇIKTI

Daha sonra söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, davanın iddianamesinde JİTEM yapılanmasının ayrıntılı izahatı olduğunu belirterek, "Bu yapı 2002 yılına kadar devam etmiştir. Bu illegal ama resmi bir yapıdır. Suç Türk Ceza Kanunu'nun en ağır suçunu oluşturuyor. Tutuksuz sanık emekli olsa da delilleri engellemesi durumu var. Örgüt üyeliği cezası 5 yıldır. Bu suç nedeniyle önünüze gelen sanığı neredeyse 5 yıl tutuklu yargılıyorsunuz. Ama burada sanık tutuklanmıyor" dedi.

Bunun üzerine söz alan Mahkeme Başkanı polemik yaratmak istemediğini belirterek, "Bizim mahkememizde 5 yıl tutuklu bulunan kimse yok"dedi. Elçi ise, "Sizin mahkemenizde de slogan atmaktan dolayı 3 yıllık tutuklu olanlar var" diye konuştu.

Tutukluluk süresi ile ilgili konuşmalar daha sonra Mahkeme Başkanı ve avukat Tahir Elçi arasında tartışmaya yol açtı. Mahkeme Başkanı, "Taş atmak olmayan, sadece slogan atmaktan 3 yıl tutuklu olan varsa getirin, haklısınız. Bizim uygulamamız aynıdır. Bu uygulama dışında özel bir karar vermiyoruz. Daha fazla açıklama yapmayacağım" diye konuştu.

Mahkeme Başkanına cevap veren Tahir Elçi ise, "Ben bu uygulamayı tutarlı bulmuyorum"dedi.

GEVREKÇİ: MİT, EMNİYET, JANDARMA AYRI TELDEN ÇALIYORDU

Duruşmada söz hakkı verilen emekli Albay Savaş Gevrekçi ise, MİT belgesinde geçen jandarma yetkilisinin kendisi olmadığını ifade ederek, "Resmi olarak kim olduğu konusunda cevap versinler. Resmi belgesi varsa getirsinler. Ben hiç bir zaman MİT ile biraraya gelmedim. Zaten Güneydoğu'nun sorunu buydu. MİT ayrı, jandarma ayrı, emniyet ayrı telden çalıyordu. Bu olayla kesinlikle bir ilgim yoktur" dedi.

ADAMINIZI GETİRİN TARTIŞMASI

İfadesinin devamında müdahil avukatların bulunduğu bölüme dönen Savaş Gevrekçi, Abdülkadir Aygan'ı kastederek, "Adamınızı getiriniz. Nasıl götürdünüzse öyle getiriniz. Karşınızda çocuk yok. Siz tuzak kuruyorsunuz" dedi. Bunun üzerine tepki gösteren Avukat Selim Okçuoğlu, "Haddinizi bilin. Abdülkadir Aygan bizim değil, sizin adamınızdır" diye konuştu.Tartışma üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Savaş Gevrekçi'ye, "Burada herkes işini yapsın. Bunu bir türlü izah edemedim. Siz kendinizi savunun, herkes de işini yapsın" dedi. 

Duruşmanın sonunda tekrar söz alan avukat Selim Okçuoğlu, 1991 - 1993 yıllara arasındaki OHAL ve JİTEM kayıtlarının getirtilmesini istedi. Abdülkadir Aygan'ın sanık Savaş Gevrekçi gözetiminde bu cinayetleri işlediğini ileri süren Okçuoğlu, "Türkiye ya hukuk devleti olacak, ya çete devleti olmaya devam edecek"dedi.

Mahkeme ara kararlarını açıklamak üzere duruşmaya ara verdi.

DEMİRTAŞ:"DÖNEMİN TÜM YETKİLİLERİ SORGULANMALI"

Duruşmayı izleyen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, tüm sıralı yetkililerin tamamının sorgulanması gerektiğini belirterek, "Binlerce faili meçhul cinayet var. Bunların soruşturulması için, özel bir ekibin oluşturulması gerekir. Hem adliye bünyesinde bir ekibin oluşturulması, hem siyasi irade olarak siyasi anlayışın olması lazım. Bugüne kadar açılan dosyaların çoğu, ailelerin ve avukatların çabasıyla açılan dosyalardır. Bugüne kadar hiçbir savcı elindeki dosyayı derinlikli inceleyerek neticeye ulaşmış değil. Bunun için adliyelerde özel ekiplerin oluşturulması lazım. Hem iktidarda hem adliyelerde faili meçhul cinayetler konusunda güçlü bir irade göremiyoruz. Ape Musa Musa Anter cinayeti yakın tarihimizin bilinen faili meçhul cinayetlerinden biriydi. Aslında bugüne kadar faili meçhul olarak tanınan binlerce cinayet, dönemin bütün resmi devlet birimlerince ortak işlendi. Aslında çok faili meçhul değil, faili bilinen cinayetlerin günümüzde halen aydınlanmayı bekleyen, dosyalar olarak beklediğini biliyoruz" dedi.

Bu cinayetlerin aydınlanması için özel birimlerin oluşturulması gerektiğini belirten Demirtaş, "Görünen o ki, o dönemin siyasetçilerini, başbakanını, bütün yetkililerini, Jandarma Genel Komutanı'ndan Genelkurmay Başkanı'na kadar, bütün yetkililerini koruyan bir devlet algısı ve devlet anlayışı halen devam ediyor. Mahkemelerin yazdığı yazılara bile cevap verilmiyor. Duruşmalar uzayıp gidiyor. Bu tetikçilerin arkasındaki siyasi güç yargılanmıyor" diye konuştu.