Eski Mısır'dan Bugüne Gömlek



Eski Mısır'dan Bugüne Gömlek
    
Latince ismi 'camisia' olan gömleğin hikâyesi Eski Mısır'da başlıyor. 'Kalasiris' olarak adlandırılan, başın geçmesi için ortasına bir delik açılmış bu giysi, insanoğlunun ilk gömlek modeli olarak moda tarihinde yerini alıyor. Eski Yunan'da ise kalasirisle benzerlikler gösteren 'chiton', Yunanlılara has drape metodu ile vücudu örten ikinci gömlek modeliydi. 

Zengine uzun, köleye kısa gömlek 

Babil'de, kalasiris, uzunluğuna göre sosyal statüyü de ifade eden özellikler taşıyordu. 

Uzun gömlek zenginlere, kısa gömlek ise kölelere layık görülüyordu. Roma İmparatorluğu döneminde ise, kalasiris, kollu olarak orta çağa kadar sürecek bu günkü gömlek görüntüsüne en yakın şeklini almaya başlıyor. 'Banniére' olarak adlandırılan, arkası bol kesilmiş gömlek şekli, turnuvalara katılan süvarilerin eşlerince diktirilir ve turnuva günü kocalarına uğur getirsin diye hediye edilirdi. 

Gömlek, XV. yüzyılda kollara manşet, XVI. yüzyılda boyun kısmına yaka eklenmesiyle evrimini tamamlıyor. Bu dönemlerde vücutla giysi arasında ter kokusunun geçmemesi için iç çamaşırı görevini üstlenen gömlek, XVII. yüzyıldan itibaren gerçek bir giysi olarak kadın gardrobunun önemli bir ürünü haline geliyor. İşlemeli, kolalı gömleklerin moda tarihine geçmesi bu döneme rastlıyor. 
XIX. yüzyılda Eski Mısır'da görülen gömlekle sosyal statü gösterme yöntemi bu kez, işçilerin mavi yakalı gömlek giymesiyle tekrarlanıyor. Beyaz yakalı gömlekler ise sadece patronlar tarafından kullanılabiliyor. 

Gömlek, Avrupa'da atasözü ve deyimlere de konu oluyor yüzyıllarca. Fransa'da yeni doğan erkek çocuklar, babalarının üstünden çıkardıkları gömleğe sarılırdı. İtalya'da, erkek aşık olduğu kıza sevgisini belirtmek için kapı eşiğine gizlice gömleğini bırakırdı.